Ara

Harvard’dan Çığır Açan Araştırma: Psikedelikler Beyindeki İltihabı ‘Sıfırlıyor’ Olabilir

Harvard Üniversitesi'nden bilim insanları, psikedeliklerin terapötik potansiyeline bakış açımızı temelden değiştirebilecek önemli bir çalışma yayınladı.

Fare modelleri ve insan hücreleri üzerinde çalışan ekip, halüsinojenlerin beyin hücreleri ile bağışıklık sistemi arasındaki iletişimi yeniden şekillendirme potansiyeline sahip olduğunu gösterdi.

Araştırmacılar, psikedeliklerin sadece algıyı değiştirmekle kalmayıp, aynı zamanda iltihabı azaltmaya ve beyin-bağışıklık etkileşimlerini sıfırlamaya yardımcı olabileceğini vurguluyor. Bu bulgunun, iltihaplı hastalıklar ve anksiyete, depresyon gibi durumların tedavisi hakkında düşünme şeklimizi değiştirebileceği belirtiliyor.

Son araştırmalar, beyindeki iltihabın majör psikiyatrik bozukluk riskini artırabileceğini ve Astrosit adı verilen spesifik hücrelerin bu bağışıklık yanıtında kilit rol oynadığını gösteriyor.

Astrositler, merkezi sinir sistemindeki en yaygın hücrelerdir. Fareler üzerinde yapılan son çalışmalar, bu sinir hücrelerinin güçlü ve uzun süreli aktivasyon yaşadığında, beyindeki iltihabı artırabileceğini ve anksiyete ile stres yanıtlarına yol açabileceğini öne sürüyor.

Psikedeliklerin insan sağlığı üzerindeki etkileri hakkında hala bilinmeyen pek çok şey olsa da, bazı araştırmalar LSD gibi halüsinojenlerin güçlü anti-inflamatuar ajanlar olduğunu ve Astrosit aktivitesini düzenleyebileceğini göstermiştir.

Bu fikri daha derinlemesine keşfetmek için ekip, 7 gün kısa süreli strese ve 18 gün kronik strese maruz bırakılan fareler üzerinde çalıştı.

Genom analizi ve davranış testleri kullanarak, ekibin kısa süreli strese maruz kalan fare beyinlerinin genellikle dirençli olduğunu buldu. Yedi gün stres yaşayan farelerde, beynin duygu kontrolü için kritik olan amigdala bölgesindeki Astrositlerin, strese bağlı korku yanıtlarıyla daha az ilişkili olduğu görüldü.

Bu direncin, Astrositler üzerindeki spesifik bir reseptör olan EGFR (epidermal büyüme faktörü reseptörü) ekspresyonu ile bağlantılı olduğu ve bunun nöronlar ile bağışıklık hücreleri arasındaki 'çapraz iletişimi' azalttığı düşünülüyor.

Ancak, fare 18 gün boyunca kronik ve aşırı stres yaşadığında, EGFR ekspresyonu azaldı ve bu da bir dizi iltihap yanıtı ve korku davranışını tetikledi.

Araştırmacılar, psikedelik bileşiklerin bu sürecin tamamını tersine çevirebileceğini söylüyor. EGFR fonksiyonu bozuk olan farelere psilosibin veya MDMA uygulandığında, beyin çevresindeki iltihaplı hücrelerde ve korku davranışlarında azalma tespit edildi.

Aynı etkinin insanlarda mümkün olup olmadığını incelemek için ekip, insan hücreleri üzerinde çalıştı. Sadece kendi beyin hücrelerimizde benzer stres sinyalleri bulmakla kalmadılar, aynı zamanda majör depresif bozukluğu olan kişilerden alınan gen ekspresyonu verilerini analiz ettiler ve değişmiş EGFR sinyallemesi tespit ettiler.

Psikedeliklerin EGFR ekspresyonunu nasıl etkilediğini ve bunun beyindeki iltihaplanma üzerinde ne gibi bir etkisi olduğunu keşfetmek için daha fazla deneye ihtiyaç var. Ancak psikedeliklerin merkezi sinir sistemindeki bağışıklık yanıtlarını yeniden şekillendirebileceğine dair kanıtlar oldukça ikna edici.

İltihaplanma, bir dizi nörodejeneratif hastalık ve ruh hali bozukluğu ile ilişkilidir. Bu bulgular, psikedeliklerin kronik strese fizyolojik yanıtları ve nöroimmün etkileşimleri nasıl etkilediğine dair potansiyel doğrudan ve dolaylı mekanizmaları vurguluyor.

Bilim insanları, psikedeliklerin iltihaplı hastalıklar veya diğer sağlık koşulları için tamamen bir 'her derde deva' olduğunu söylemediklerini, ancak psikedeliklerin bazı doku bazlı faydaları olduğuna dair kanıtlar gördüklerini ve bunlar hakkında daha fazla bilgi edinmenin tedaviler için tamamen yeni olanaklar açabileceğini belirtiyorlar.

Çalışma, bilimsel bir dergide yayınlandı.

Önceki Haber
Güne 4 Saat Uykuyla Zinde Başlayanların Sırrı Çözülüyor: Nadir Bir Gen Mutasyonu Keşfedildi
Sıradaki Haber
Çin'den Dev Hamle: Hygon, 128 Çekirdekli Canavar Sunucu İşlemcisini Tanıttı

Benzer Haberler: