Bu haftanın bilim gündemi, güneşimiz ve etrafından geçmekte olan büyüleyici kuyrukluyıldızla ilgili dikkat çekici yeni çalışmalarla dolu.
Güneş'in dış yüzeyinin neden iç çekirdeğinden çok daha sıcak olduğuna dair bir ipucu keşfedildi. 1940'lardan beri teorize edilen ancak şimdiye kadar tespit edilemeyen manyetik dalgaların, güneşin iç ateşinden dış koronasina enerji taşıdığı yeni bir çalışma ile ortaya konuldu.
Güneş'in manyetik alanları oldukça güçlüdür; zaman zaman bükülüp, dönerek devasa patlamalara ve Dünya'da güçlü jeomanyetik fırtınalara neden olan yüklü parçacık akışlarına neden olurlar. Bu hafta çıkan bir başka çalışma, bu aşırı süper fırtınaların ne kadar yıkıcı olabileceğini ortaya koyuyor. Kaçınılmaz olarak yaşanacak bir sonraki büyük fırtınanın tüm uydularımızı kullanılamaz hale getirme potansiyeline sahip olduğu belirtiliyor.
Bu sırada, 3I/ATLAS kuyrukluyıldızı yörüngesinin yıldıza en yakın noktasına ulaştı. Gökbilimciler, kuyrukluyıldızın gaz salınımının hızlandığını ve parlaklığının hızla arttığını bildirdi. James Webb Uzay Teleskobu'nun yaptığı daha yakından incelemeler, kuyrukluyıldızın milyarlarca yıl boyunca yıldızlararası uzayda maruz kaldığı radyasyonun kimyasını dönüştürdüğünü gösterdi. Kuyrukluyıldızın periheliona ulaşmadan önceki görüntüleri de paylaşıldı ve iki uzay aracının kuyrukluyıldızın kuyruğunun içinden geçmesi bekleniyor.
Nanotyrannus Gerçek miydi, Yoksa Sadece Genç Bir T. rex miydi?
Dikkat çekici bir fosil bulgusu, küçük bir tyrannosaurun genç bir Tyrannosaurus rex mi yoksa kendi benzersiz türü mü olduğu konusundaki bir tartışmaya ışık tuttu. Yaklaşık kırk yıldır süren bu tartışma, 'Dueling Dinosaurs' (Düello Yapan Dinozorlar) olarak bilinen fosille büyük ölçüde son buldu. 2006 yılında ortaya çıkarılan fosiller, şiddetli bir tyrannosaur ile savaş halinde görünen bir Triceratops gösteriyor.
Şimdi, 'Dueling Dinosaurs' fosilleri üzerinde yapılan dudak uçuklatan bir analiz, bu tyrannosaurun muhtemelen genç bir T. rex değil, daha önce tartışılan Nanotyrannus lancensis türünün tam yetişkin bir bireyi olduğunu ortaya koydu.
Bu keşfin ardından, paleontologlar artık Nanotyrannus'un kendi türü olduğu konusunda büyük ölçüde hemfikir. Ancak işleri daha da karıştırmak gerekirse, ayrı bir ekip aynı genus içinde farklı bir tür, Nanotyrannus lethaeus'u da adlandırmış durumda. Bu durum, dinozor bilimi için bir dönüm noktası mı, yoksa paleontologlar için yeni bir mücadele alanı mı yaratacak?
Hayatın Küçük Gizemleri
Neandertaller Sadece Et mi Yerdi?
Bir Neandertal'in akşam yemeğini hayal ettiğinizde aklınıza muhtemelen devasa bir prehistoric et parçası gelecektir. Peki ya bizim neslimiz tükenmiş kuzenlerimiz gerçekten sadece et mi yerdi? Yoksa yeşillikleri de tüketirler miydi?
Yapay Zekaya Kötü Davranmak Doğruluğunu Artırıyor
Yapay Zekaya Kaba Davranmak Doğruluğunu Artırıyor - Ancak Sonunda Pişman Olabilirsiniz, Bilim İnsanları Uyarıyor
Yeni bir araştırmaya göre, insanlardan pek hoşlanmayanlar yapay zeka ile daha iyi etkileşim kurabiliyor. Araştırma, sohbet botlarının, onlara kaba davrandığınızda daha doğru yanıtlar verdiğini buldu. Ancak doğrulukta sadece %4'lük bir fark olduğu ve bu yaklaşımın uzun vadede kendi davranışlarınızı etkileyebileceği konusunda uyarı yapılıyor.
Bilim insanları bu yaklaşımı kesinlikle önermiyorlar. Çünkü kaba davranmanın insanlarla olan etkileşimlerinize yansıma riski bulunuyor. Ayrıca, botların bilinç kazanma ihtimali de (oldukça düşük olsa da) mevcut. Bu durumda, onlara söylediğiniz şeyleri unutacaklarını garanti edemezsiniz.
Bu Hafta Bilim Haberlerinde Diğer Öne Çıkanlar
— Jamaika için 'asrın fırtınası'nın felaket olacağı uyarısıyla birlikte, Hava Kuvvetleri'nin Melissa Kasırgası'nın gözünün içine uçuşu.
— Fizikçiler, Einstein'ı bir kez daha doğrulayan nadir 'ikinci nesil' kara delikler tespit etti.
— 900 yıl önce Yerli Amerikalılar, 5 ton ağırlığındaki bir ağacı Meksika'nın kuzeyindeki Kuzey Amerika'nın en büyük şehrine 160 kilometreden fazla mesafeden taşıdılar.
— James Webb Teleskobu tarafından keşfedilen 'kafa karıştırıcı' bir nesne, evrendeki bilinen en erken galaksi olabilir.
Bilim Mercek Altında
Kanser, Diyabet ve Genetik Hastalıklar İçin Devrim Niteliğinde İlaçlar Sunabilecek Bir Molekül - Ancak ABD Ona Sırtını Dönüyor
COVID-19 için mRNA aşılarının tanıtılması, önceki yönetim döneminde önemli bir başarıydı ve aşıların konseptten kitlesel üretime geçişiyle pandemiyi hızla kontrol altına aldı.
Ancak şimdi ikinci bir yönetim, finansman dondurma, kitlesel işten çıkarmalar ve mRNA araştırmalarına yönelik projelerin iptaliyle geçmişteki çalışmalarını geri almaya kararlı görünüyor.
ABD hükümeti teknolojiye yatırım yapmaya devam ederken, bilim insanları kanser, bağışıklık yetmezlikleri ve genetik bozukluklar için sunduğu devrim niteliğindeki tedavilerin geride kalabileceğinden endişe ediyor.
Hafta Sonu İçin
Eğer hafta sonu için biraz daha uzun bir okuma arayışındaysanız, bu hafta yayınlanan en iyi anketler, röportajlar ve görüş yazıları şunlardır:
— Yaz saati uygulamasından vazgeçilmeli mi? [Anket]
— 'Daha önce hiç görmediğimiz düzeyde aşı karşıtı bir etkileşim söz konusu' diyor epidemiyolog Dr. Seth Berkley [Röportaj]
— 'Yerleşik bilim' diye bir şey var - aksi yönde konuşan herkes sizi manipüle etmeye çalışıyor [Görüş]
Bilimden Kareler
James Webb Teleskobu, Halloween'i Ölmekte Olan Bir Güneşin Ürpertici Görüntüsüyle Kutluyor - Kendi Güneşimizin Gelecekteki Hali Olabilir
James Webb Uzay Teleskobu, Halloween için bize ürpertici bir ikram sundu: Kızıl Örümcek Bulutsusu'nun daha önce hiç görülmemiş detaylarını yakaladı. Bulutsunun filamentleri, devasa bir örümceğin uzuvları gibi bükülüp uzanıyor.
Bu tür gezegensel bulutsular, güneşimiz gibi yıldızlar yaşamlarının sonuna ulaştığında oluşur. Genişleyerek kırmızı devlere dönüşür ve dış katmanlarını saçarak aşırı ısınmış toz bulutları oluştururlar. Kozmik örümceğin bacakları moleküler hidrojenle parlıyor ve ölmekte olan yıldızdan çıkan parçalanan gaz akıntıları, kozmik uzuvlara belirgin bir tüylü görünüm veriyor.