Güneş'ten kaynaklanan üç güçlü patlama ve bunlara eşlik eden devasa plazma kütlelerinin uzaya yayılması, Dünya'yı şiddetli bir jeomanyetik fırtınanın rotasına yerleştirdi. Bilimsel modellere göre, bu üç olayın yarattığı materyal neredeyse aynı anda gezegenimize ulaşarak, normalde görülmeyen enlemlere kadar uzanabilecek bir aurorı (kuzey ışıkları) fırtınasına neden olacak. Uzay hava durumu tahmin kuruluşları, G4 seviyesinde bir jeomanyetik fırtına beklerken, bazı tahminler G5 seviyesine kadar çıkabileceği yönünde uyarıyor.
Her üç patlama da Güneş'in yüzeyinde hareket eden ve AR4274 olarak adlandırılan aktif bir bölgeden kaynaklandı. Bu patlamaların tamamı, Güneş'in üretebileceği en güçlü sınıf olan X-sınıfı olarak sınıflandırıldı. İlk patlama 9 Kasım'da X1.7 sınıfı, ikincisi 10 Kasım'da X1.2 sınıfı ve 11 Kasım'da ise bu yılın en güçlüsüyken, X5.1 sınıfı bir patlama meydana geldi. Bu patlamaların her biri, milyarlarca ton güneş plazması ve manyetik alanı uzaya fırlatan devasa güneş materyali patlamaları olan koronal kütle atımlarıyla (CME) birlikte geldi.
Dünya'nın bir CME'nin yolunda olması, G1 (en hafif) ile G5 (en güçlü) arasında değişen şiddet seviyelerinde jeomanyetik fırtınaları tetikler. Nadiren de olsa, jeomanyetik fırtınalar sorunlara yol açabilir, hatta tehlikeli olabilir. Güneş materyalinin atmosferimize çarpmasıyla oluşan parçacık etkileşimleri, 1989'da yaşanan büyük bir olayda görüldüğü gibi elektrik akımları oluşturarak güç şebekelerinde kesintilere neden olabilir. Ayrıca navigasyon, iletişim ve radyo yayınlarında kesintilere yol açabilirler ve uçaklar ile uydular gibi Dünya yörüngesindeki cisimleri etkileyebilirler.
Bu parçacık etkileşimlerinin iyi yanı ise, kutup ışıklarının (aurora borealis ve aurora australis) oluşmasını sağlamasıdır. Mevcut tahminler, bu ışık gösterisinin kaçırılmaması gereken bir olay olacağını gösteriyor. Hava durumunun bu kadar güçlü olmasının nedeni, üç CME'nin de kendilerinden önce yayılanlardan daha hızlı ilerlemesi. Bir CME, daha yavaş ilerleyen bir öncekini yakaladığında, 'yamyam CME' olarak adlandırdığımız bir durum ortaya çıkar ve bu, Dünya üzerindeki etkileri güçlendirir. Mayıs 2024'te yaşanan ve G5 seviyesinde olan muazzam jeomanyetik fırtına da bir dizi 'yamyam CME'nin sonucuydu.
Mevcut modellemeler, bu devasa plazma kütlelerinin Dünya'ya ulaşırken birbirlerini yakalayacağını gösteriyor. Bu da bizi, 2024'teki fırtınaya rakip olabilecek güçlü bir jeomanyetik fırtınanın tam ortasına yerleştiriyor. Bu durum, büyük bir tehlike altında olmadığımız ancak önümüzdeki birkaç gece boyunca muhteşem bir gökyüzü manzarasıyla karşılaşabileceğimiz anlamına geliyor. Bu yüzden sıcak kalın, güvende kalın ve bu muhteşem gökyüzü şölenini kaçırmayın!