Güneş'in bu görüntüsü sıradan bir leke gibi görünebilir, ancak aslında insanlığın daha önce hiç görmediği bir manzaraya bakıyorsunuz.
Bu gördüğünüz, Güneş'in güney kutbu. Güneş Sistemi'nin yörünge düzleminin altına dalan Solar Orbiter uzay aracının cesur bir manevrası sayesinde elde edilen bu görüntü, yıldızımızın normalde bizden gizli kalan bir bölümüne ilk bakışımızı sağlıyor.
Bilim insanları, bu görüntülerin Güneş bilimi için yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu belirtiyor. Güneş, en yakın yıldızımız, yaşam kaynağımız ve modern uzay ve yerdeki enerji sistemlerini potansiyel olarak bozabilecek etkilere sahip. Bu nedenle, onun nasıl çalıştığını anlamak ve davranışını tahmin etmek büyük önem taşıyor.
Güneş'in kutupları, güneş fiziği için uzun süredir çözülmesi gereken bir bilmeceydi. Dünya dahil olmak üzere Güneş Sistemi'ndeki gezegenler, Güneş'in ekvatoru etrafında yörüngede döner. Çoğu gözlem aracımız da bu düzlemde yer alır. Bu, yıldızımızın tepesini ve altını net bir şekilde göremememize neden oluyordu.
Bu durum birçok açıdan sorunluydu, özellikle de her 11 yılda bir Güneş'in kutuplarının yer değiştirmesi ve kuzey-güney manyetik kutuplarının tersine dönmesi süreci tam olarak anlaşılamadığı için. Kutupların net bir görüntüsü, bilim insanlarının bu süreci anlamasına yardımcı olabilecek çok sayıda yeni bilgi sağlayacaktır.
Solar Orbiter, şimdiye kadarki en iyi çabayı göstererek bu net görüntüyü elde etti. Bu gözlem için zamanlama da mükemmeldi: Güneş, kutup değişiminin gerçekleştiği 'solar maksimum' döneminden çıkıyordu. Normalde Güneş'in orta kısmında bulunan uzay aracı, Şubat 2025'te yörüngesini 17 derece eğdi. Bu eğim, sonunda kutbu görebilmek için yeterli oldu.
Önceki yörünge araçları yörüngelerini yalnızca 7 dereceye kadar eğmişti. Ulysses yörünge aracı ise 1994 ve 2008 yılları arasında Güneş'in kutupları üzerinden üç kez geçmişti, ancak ne yazık ki görüntüleme ekipmanı taşımıyordu.
Bilim insanları, bu ilk gözlemlerden tam olarak ne bekleyeceklerini bilmediklerini, Güneş'in kutuplarının kelimenin tam anlamıyla 'terra incognita' (bilinmeyen bölge) olduğunu belirtiyorlardı.
Günler süren gözlemler boyunca üç görüntüleme aracı, Güneş'in güney kutbu hakkında ayrıntılı veriler topladı:
- PHI (Polarimetric and Helioseismic Imager) adlı araç, ışığın polarizasyonunu kullanarak Güneş'in manyetik alanlarını inceledi.
- EUI (Extreme-Ultraviolet Imager) adlı araç, güneş atmosferindeki ince yapıları yakalamak için belirli dalga boylarında gözlemler yaptı.
- SPICE (Spectral Imaging of the Coronal Environment) adlı araç ise güneş koronanın sıcaklığını ve bileşimini incelemek için ultraviyole ve aşırı ultraviyole ışıkta gözlemler topladı.
Solar Orbiter'ın gözlem dönemi boyunca güney kutbundaki manyetik alan, hem kuzey hem de güney kutupluluklarının bir karışımıyla oldukça karmaşıktı.
Kutup değişimi tamamlandıkça, bir kutupluluk güçlenirken diğeri zayıflayacak ve manyetik alanın en düzenli olduğu 'solar minimum' dönemine kadar bu süreç devam edecek. Ardından alan tekrar dağılmaya başlayacak.
Bu arada SPICE aracı, güneş koronanın geçiş bölgesi olarak bilinen ve sıcaklığın binlerce dereceye hızla yükseldiği bölgedeki karbon iyonlarının hareketini izledi. Elde edilen veriler, iyonların nasıl dağıldığını ve gözlem sırasında Solar Orbiter'a doğru veya ondan uzağa ne kadar hızlı hareket ettiklerini gösteriyor.
Parçacıkların güneş atmosferinde nasıl hareket ettiği, Güneş'ten Güneş Sistemi'ne doğru sürekli esen yüklü parçacık akışı olan güneş rüzgarını anlamak için kritik öneme sahiptir.
Sadece kısa bir süre içinde uzay aracı, güneş bilimcilerini yıllarca meşgul edecek kadar veri topladı. Ancak bu veriler sadece bir başlangıç. Solar Orbiter, 17 derecelik eğimle Güneş etrafında yörüngede dönmeye devam edecek ve Aralık 2026'da bu eğimi 24 dereceye çıkaracak. Haziran 2029'da ise eğimi 33 dereceye yükseltecek.
Bu, Solar Orbiter'ın 'göğe çıkan merdiveninin' yalnızca ilk adımı. Önümüzdeki yıllarda uzay aracı, Güneş'in kutup bölgelerinin daha da iyi görünümlerini elde etmek için ekliptik düzleminden daha da yukarı tırmanacak. Bu veriler, Güneş'in manyetik alanı, güneş rüzgarı ve güneş aktivitesi anlayışımızı tamamen değiştirecek.