Ara

Güneş Sistemi’nin Gizemli Sakini: Ammonite Keşfedildi, Gezegen Dokuz Tartışmasını Sallayabilir!

Güneş Sistemi'mizin Pluton'un çok ötesinde, bilinmeyen derinliklerinde yeni bir cüce gezegen keşfedildi. 2023 KQ14 olarak adlandırılan ve "Ammonite" lakabıyla anılan bu gök cismi, ilk olarak Mart 2023'te Hawaii'deki Subaru Teleskobu tarafından tespit edildi. Ammonite'ın keşfi, Güneş Sistemi'mizde henüz keşfedilmemiş dokuzuncu bir gezegenin varlığını öne süren "Gezegen Dokuz hipotezi" için de yeni sorular doğuruyor.

Japon araştırmacılar liderliğinde yürütülen çalışma, Ammonite'ın keşfini 14 Temmuz'de Nature Astronomy dergisinde yayımladı. Gök cisminin "Ammonite" adını, yok olmuş bir nautiloid deniz canlısının fosilinden aldığı belirtiliyor. Bu isimlendirme, "Dış Güneş Sistemi'nin Oluşumu: Buzlu Bir Miras" (FOSSIL) adı verilen bir araştırma projesi kapsamında yapıldı.

Ammonite, Neptün'ün ötesinde yer alan ve "sednoid" olarak sınıflandırılan, yani tuhaf yörüngelere sahip cisimlerden biri olarak tanımlanıyor. Bu keşifle birlikte bilinen sednoid sayısı dörde yükseldi. "Sednoid" terimi, Güneş Sistemi'mizin en uzak sınırında yer alan ve 2004 yılında keşfedilen cüce gezegen Sedna'dan geliyor.

Gök cisimlerinin yörüngelerini tanımlamak için astronomik birim (AU) kullanılıyor. Dünya ile Güneş arasındaki mesafe yaklaşık 1 AU'dur. Sedna, Güneş'e en yakın noktasında 76 AU, en uzak noktasında ise 900 AU mesafede bulunuyor. Ammonite ise yörüngesi boyunca Güneş'e en yakın 66 AU, en uzak ise 252 AU mesafede yer alıyor.

Çalışma yazarlarına göre, 2023 KQ14'ün keşfi, Güneş Sistemi'mizde dokuzuncu bir gezegenin var olma olasılığını zayıflatıyor. 2016'dan bu yana öne sürülen Gezegen Dokuz hipotezi, Güneş'ten Neptün'ün yaklaşık 20 ila 30 katı daha uzakta, Neptün boyutunda bir gezegenin var olabileceğini öne sürüyor. Bu gezegenin, Neptün'ün ötesindeki Kuiper Kuşağı'nda yer alan küçük buzlu cisimlerin eksantrik yörüngelerini açıklayabileceği düşünülüyor.

Ancak, yeni keşfedilen sednoidin yörüngesinin, bilinen diğer üç sednoidin yörüngeleriyle olan ilişkisi, bu hipotezi sorgulamaya açıyor. Araştırmanın ortak yazarlarından Shiang-Yu Wang, bilinen sednoidlerin yörüngelerinin Güneş Sistemi'nin bir tarafında toplandığını ve bu durumun Gezegen Dokuz hipotezinin temelini oluşturduğunu belirtti.

Ammonite'ın bu sednoidler arasındaki en belirgin farkı, yörüngesinin diğer sednoidlerin Güneş'e en uzak noktalarının bulunduğu yönün tam tersi tarafta olması. Bu durum, Güneş Sistemi'nin o bölgesinde büyük bir gezegenin var olma ihtimalini azaltıyor. Araştırmanın bir diğer ortak yazarı Yukun Huang, Ammonite'ın yörüngesinin diğer sednoidlerle uyumlu olmamasının Gezegen Dokuz hipotezinin olasılığını düşürdüğünü ifade etti. Huang, "Belki de bir gezegen bir zamanlar Güneş Sistemi'nde vardı ama daha sonra fırlatıldı ve bugün gördüğümüz sıra dışı yörüngelere neden oldu" şeklinde konuştu.

Bazı gökbilimciler de Ammonite'ın Gezegen Dokuz hipoteziyle çeliştiğini düşünüyor. Bu keşifte yer almayan bir gökbilimci, yörünge hizalanmasına dair kanıtların hiçbir zaman bilimsel olarak ikna edici olmadığını ve son 10 yılda bile güçlenmediğini belirtti.

Başka bir gökbilimci ise, Ammonite'ın bu altı cisimle uyumlu olmamasının Gezegen Dokuz için durumu zayıflattığını veya bu gezegenin çok daha uzakta ve tespit edilmesi zor olması gerektiğini söyledi.

Ancak, bu gökbilimci, eğer gerçekten bir Gezegen Dokuz varsa, Şili'deki yeni faaliyete geçen Vera C. Rubin Gözlemevi'nin bu gezegeni yakında doğrulayacağı konusunda kendine güveniyor. "Eğer Gezegen Dokuz varsa, neredeyse kesinlikle birkaç yıl içinde o tarama verilerinde bulunacaktır" dedi.

Önceki Haber
Yapay Zeka "Woke" Olmasın Talimatı Anayasaya Aykırı mı? Senatör'den Sert Eleştiri
Sıradaki Haber
Sıradışı Bir Siber Sabıkalı: Hacking Başladıktan Sonra Rusya'ya Nasıl Kaçılır? Google'a Sormuş!

Benzer Haberler: