NASA liderliğinde yürütülen yeni bir deney, Güneş'ten gelen sürekli parçacık akımının Ay yüzeyinde su molekülleri yaratıyor olabileceğini gösteriyor.
Bilim insanları, çeşitli uzay görevleri aracılığıyla Ay yüzeyinde su moleküllerinin yanı sıra suyun bir bileşeni olan hidroksil (OH) moleküllerinin izlerini tespit etti. Bu suyun kaynağı uzun süredir gizemini koruyor; bazı teoriler volkanizma, Ay yüzeyindeki kaya ve toz (regolit) katmanından gaz çıkışı ve küçük meteorit çarpmalarını işaret ediyordu.
Mart ayında yayımlanan yeni NASA deneyi, farklı bir fikri test ediyor: Her şeyin arkasında güneş rüzgarı olabilir.
Güneş rüzgarı, Güneş'ten saatte 1,6 milyon kilometreyi aşan bir hızla yayılan yüklü parçacıkların sürekli akışıdır. Güneş Sistemi'ndeki her şeyi, Dünya'yı bile bombalar ve atmosferimizdeki moleküllerle çarpıştığında renkli auroralara neden olur. Gezegenimizin manyetosferi bizi bu uzay havasının büyük kısmından korur. Ancak Ay'ın çok zayıf ve düzensiz bir manyetik alanı vardır, bu yüzden daha az korunur.
Su, hidrojen ve oksijen atomlarından oluşur. Ay yüzeyini oluşturan kayalar ve toz çok miktarda oksijen içerir, ancak çok fazla hidrojen içermez. Güneş rüzgarı ise çoğunlukla elektronlarını kaybetmiş hidrojen atomları olan protonlardan oluşur. Güçlü bir manyetik alanla korunmadığı için güneş rüzgarı her gün Ay yüzeyine çarparak onu protonlarla besler. Bu protonlar, su yapmak için gereken hidrojeni oluşturmak üzere Ay regolitinden elektron çalar veya ödünç alır.
NASA'ya göre, Ay'da tespit edilen su ilginç bir düzen izliyor; günlük bir döngüde değişiyor. Güneş tarafından ısıtılan alanlar suyu buhar olarak salarken, daha soğuk bölgeler suyu tutuyor. Eğer suyun kaynağı mikrometeorit çarpışmaları gibi bir şey olsaydı, daha fazla çarpma meydana gelene kadar sıcak bölgelerdeki suyun azalmaya devam etmesini bekleyebilirdik. Ancak, tespit edilen su miktarları her gün aynı seviyelere geri dönüyor, hatta bir kısmı uzaya kaybolsa bile. Bu durum, güneş rüzgarının bu işte parmağı olma olasılığını artırıyor.
Bu teoriyi test etmek için araştırmacılar, 1972'de Apollo 17 astronotları tarafından toplanan Ay regoliti örneklerini kullanarak güneş rüzgarının Ay'a çarpma etkilerini simüle etti. Bir vakum ortamında küçük bir parçacık hızlandırıcı inşa ederek örneklere birkaç gün boyunca 'yapay güneş rüzgarı' gönderdiler, bu da gerçek güneş rüzgarının Ay'a 80.000 yıl boyunca çarpmasının etkisini simüle ediyordu. Ardından, örneğin kimyasal yapısının nasıl değiştiğini ölçtüler ve daha önce orada olmayan su kanıtı buldular.
Bir gezegen bilimcisi, "Buradaki heyecan verici şey, sadece Ay toprağı ve Güneş'ten gelen temel bir maddeyle, yani her zaman hidrojen saçan Güneş ile su oluşturma olasılığının olmasıdır" dedi.
Araştırmacılar, Ay'da suyun nasıl oluştuğunu anlamanın gelecekteki astronot görevleri için önemli olduğunu belirtti. Örneğin, Ay'ın güney kutbunda depolanmış su buzu, astronotlar için önemli bir kaynak olabilir.
Sonuçlar ayrıca güneş rüzgarının Ay'ın ötesindeki etkileşimlerine de ışık tutuyor. Çok fazla atmosferi veya manyetik alanı olmayan diğer gök cisimleri de güneş rüzgarı tarafından bombalanıyor, bu nedenle bu ortamların nasıl değiştiğini incelemek, yaşamın temel bir yapı taşı olan suyu üreten veya ortadan kaldıran göksel kimyasal süreçleri anlamamıza yardımcı olabilir.