Güneş'in yüzeyinde hızla ilerleyen Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) ile güçlü bir güneş patlamasının aynı karede yakalandığı nefes kesen bir fotoğraf, astrofotografi dünyasında büyük yankı uyandırdı.
Deneyimli bir astrofotografçı, 15 Haziran'da Arizona'daki Sonoran Çölü'nde bu inanılmaz kareyi yakaladı. Başlangıçta amacı, ISS'in Dünya ile Güneş arasından geçişini fotoğraflamaktı. Ancak ekipmanını kurarken, AR4114 adı verilen bir güneş lekesinin aniden "canlanmaya" başladığını fark etti.
Yetenek ve şansın birleşimiyle, Uzay İstasyonu, Güneş lekesinin patladığı noktanın tam yanından geçerken yakalandı. Bu kare, süper sıcak, parlayan plazma döngülerini veya güneş püskürtülerini, uzaya fırlamalarından saniyeler önce gözler önüne serdi. İki objeyi aynı anda yakalamak, bu fotoğrafı 'hayatta bir kez rastlanacak' bir an yapıyor.
Fotografçı, "ISS'in güneş geçişlerini kovalamaya başladığımdan beri, aktif bir patlama anını yakalamayı hayal ediyordum. ISS'in siluetinin kadrajdan geçtiğini gördüğümde, bunun çok özel bir şey olduğunu anladım" ifadelerini kullandı.
ISS mürettebatı, Güneş'ten 150 milyon kilometre (93 milyon mil) uzaklıkta olduğu için patlamanın olası zararlı radyasyonundan korundu. Bu mesafe aynı zamanda uzay istasyonunun fotoğrafta büyük görünmesini sağladı. Ancak gerçekte, püskürtüler Dünya'nın çapından beş kat daha genişti. Fotografçı, "Güneş'in muazzam ölçeği ve gücü karşısında küçük insan unsurlarının bir arada olması, ilham verici bir sahne hissi veriyor" diye ekledi.
Güneş, yaklaşık 11 yıllık güneş lekesi döngüsünün en aktif aşaması olan "güneş maksimumu"na yaklaşırken, güneş patlamaları her zamankinden daha sık meydana geliyor. Bu dönemde, manyetik dengesizlikler, plazma parçalarının Güneş yüzeyinden ayrılmasını çok daha kolay hale getiriyor.
Bu yeni fotoğraftaki patlamanın, güçlü bir M8.46 büyüklüğünde olduğu ve Kuzey Amerika'nın bazı bölgelerinde radyo kesintisine yol açtığı düşünülüyor. Güneş radyasyonu, Dünya'nın iyonosferindeki (gezegenimizin yüzeyinden 50 kilometreden fazla yukarıdaki atmosfer bölgesi) plazma denizini geçici olarak bozdu. Püskürtülerin içindeki plazmanın bir kısmı, Güneş'ten tamamen ayrılarak, üç gün sonra Dünya'nın manyetik alanına çarpan, hızlı hareket eden parçacıklardan oluşan manyetik bir bulut olan "koronal kütle atımı" (CME) oluşturdu.
Fotografçı, bu yeni kareye, gezegensel bir uygarlığın teknolojik ilerlemesini ölçen Kardashev Ölçeği'ni öneren Sovyet astronom Nikolai Kardashev'in anısına "Kardashev Rüyaları" adını verdi.
Fotografçıya göre, bu tür fotoğraflar, "çok daha büyük bir evrene attığımız ilk adımların bir sembolü".
Zorlu Bir Çekim
Bu çarpıcı yeni fotoğrafı yakalamak, fotografçının belirttiğine göre, "hayal ettiğimden çok daha zordu". ISS'in güneş geçişinin en iyi görüntüsünü elde etmek için, Güneş'in tam tepede olduğu öğle saatlerinde çekim yapılması gerekiyor. Fotografçının yaptığı gibi çölün ortasında çekim yaparken, bu durum oldukça zorlayıcı hale geliyor.
Fotografçı, "Benim bu tür çekimlerde kullandığım gibi büyük teleskoplar, sıcağa PEK İYİ dayanamaz" dedi. "Bileşenler ısıda esner ve şişer, farklı sıcaklıktaki hava akımları borunun içinde dönerek odaklanmayı neredeyse imkansız hale getirir." Elektrikli bileşenlerin de aşırı ısınıp kapanmaya başladığını ekledi.
Sıcağı yenmek için, kritik kamera bileşenlerine buz torbaları bağladı ve ekipmanın olabildiğince fazlasını yansıtıcı folyo ile kapladı. "Bu, ekipmanı ancak çalışır durumda tuttu" dedi.
Neyse ki, tüm bu sıkı çalışma karşılığını verdi.
"Bu, uzun zamandır peşinde olduğum türden bir çekimdi ve bunu portföyüme eklediğim için çok heyecanlıyım" ifadelerini kullandı.
