Gökbilimciler, Güneş Sistemi'mizin derinliklerinden geçen yıldızlararası bir göktaşı olan 3I/ATLAS'ın büyüyen kuyruğunu yeni teleskop görüntüleriyle gözler önüne serdi. Bu buzlu ziyaretçi, Güneş'e doğru yol alırken, kuyruğu gözlerimizin önünde şekillenmeye başlıyor.
Yaklaşık 11 kilometre genişliğinde olduğu tahmin edilen 3I/ATLAS, bu yazın başlarında keşfedildi ve Jüpiter ile Mars arasındaki asteroit kuşağının ötesinden bize doğru hızla ilerliyor. Gökbilimciler, nesnenin Güneş Sistemi'mizde doğmadığını, büyük olasılıkla uzak bir yıldızdan fırlatıldığını ve galaksimizde yol alırken yanımızdan geçtiğini belirledi. Göktaşının tam olarak nereden geldiği bilinmese de, Güneş Sistemi'mizden çok daha yaşlı olabileceğine dair ilk bulgular var.
27 Ağustos'ta Şili'deki Gemini Güney teleskobunda çekilen detaylı yeni bir fotoğraf, göktaşının kuyruğunun ilk net görüntüsünü sağladı. Güneş rüzgarının (Güneş'ten yayılan yüklü parçacık akışı) neden olduğu bu buz ve toz bulutu, göktaşının donmuş kabuğunun daha fazla güneş radyasyonunu emmesiyle oluşuyor. Bu durum, yüzeyden daha fazla parçacık atılmasına neden oluyor. Göktaşı Güneş'e yaklaştıkça kuyruk uzamaya devam edecek ve sonunda kendi boyutunun birkaç katına ulaşacak.
Yeni fotoğraf, göktaşının etrafında buz ve tozdan oluşan bulanık bir bulutun da olduğunu gösteriyor. Koma olarak bilinen bu bulut, Güneş'ten gelen ısı arttıkça genişleyecek. Bu da göktaşının daha fazla ışık yansıtmasına ve gece gökyüzünde daha parlak görünmesine yol açacak; ancak çıplak gözle görülemeyecek.
Bu klasik göktaşı özellikleri, 3I/ATLAS'ın bazı bilim insanlarının şüpheci yaklaşımlarına rağmen doğal bir nesne olduğunu, uzaylı bir araç olmadığını gösteriyor.
3I/ATLAS, keşfedilen üçüncü ve muhtemelen en büyük yıldızlararası nesne olma özelliğini taşıyor. Daha önce 2017'de 'Oumuamua ve 2019'da yine görkemli bir kuyruk oluşturan Borisov adlı kuyrukluyıldızlar da benzer keşifler arasındaydı.
Şu anki yıldızlararası nesne, saatte 210.000 km'den fazla hızla Güneş'e doğru ilerliyor. Önümüzdeki ay Mars'a yakın bir geçiş yapacak ve bu, yörüngedeki uzay araçlarının göktaşı ve kuyruğunu daha yakından incelemesine olanak tanıyacak.
3I/ATLAS, 29 Ekim'de Güneş'e en yakın noktasına (günberi) ulaşacak. Ancak bu sırada Dünya'dan farklı bir yönde olacağı için gözden kaybolacak ve kuyruğunun en parlak anını kaçırabiliriz. Göktaşı, aralık ayında Dünya'ya 275 milyon km mesafeden geçerek, Ay'ın Dünya'ya olan uzaklığının yaklaşık 700 katı kadar bir mesafeden geçtikten sonra Güneş Sistemi'mizden ayrılmaya başlayacak.
Gökbilimciler, göktaşının nereden geldiğini, farklı yıldız sistemlerinin nasıl oluşup evrimleştiğini anlamak için önümüzdeki bir yıl boyunca bu nesneyi mümkün olduğunca incelemeye çalışıyor. James Webb Uzay Teleskobu'ndan elde edilen son gözlemler, 3I/ATLAS'ın bilinen diğer kuyrukluyıldızlara kıyasla olağandışı derecede yüksek seviyelerde su ve karbondioksit içerdiğine işaret ediyor. Hubble Uzay Teleskobu'ndan gelen detaylı çekimler ve Hawaii'deki Gemini Kuzey teleskobundan alınan renkli görüntüler de göktaşının bileşimi hakkında önemli bilgiler sunuyor.
Her yeni görüntü, bu nadir kozmik karşılaşmanın kalıcı bir hatırlatıcısı niteliğinde.
Hawaii Üniversitesi'nden bir gökbilimci ve Gemini gözlemevi ekibinin bir üyesi olan Karen Meech, bir açıklamasında, "3I/ATLAS yıldızlararası uzayın derinliklerine geri dönerken, bu yeni görüntü hem bilimsel bir kilometre taşı hem de bir hayranlık kaynağıdır. Bize Güneş Sistemi'mizin, devasa ve dinamik galaksimizin sadece bir parçası olduğunu ve en kısa süreli ziyaretçilerin bile kalıcı bir etki bırakabileceğini hatırlatıyor" dedi.