Gökbilimciler, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'tan ilk kez bir radyo sinyali tespit ettiklerini duyurdu. Bu önemli keşif, kuyrukluyıldızın Güneş Sistemi'ndeki yolculuğunun yarısına yaklaştığı sırada gerçekleşti. İlk bakışta uzaylı yaşamın kanıtı gibi görülebilecek bu sinyallerin aslında bambaşka bir doğası var.
3I/ATLAS, şimdiye kadar Güneş Sistemi'mizden geçen üçüncü yıldızlararası nesne olarak biliniyor. Temmuz başında keşfedilen kuyrukluyıldız, saatte 210.000 km'yi aşan bir hızla Güneş'e doğru ilerliyordu. Geriye dönük gözlemler, Mayıs ayından beri bu nesnenin varlığına işaret eden veriler olduğunu gösteriyor. Bilim insanlarının çoğu, bu nesnenin 7 milyar yıl önce Samanyolu'nun 'sınır bölgesi'nden fırlatılmış, şimdiye kadar görülen en eski kuyrukluyıldız olabileceği konusunda hemfikir.
Ancak, bu yıldızlararası nesnenin keşfedilmesinden bu yana, bazı bilim insanları bu kuyrukluyıldızın aslında gizlenmiş bir uzay aracı olabileceği yönünde bir teori ortaya atmaya başladı. Bu durum, kuyrukluyıldız hakkındaki yanıltıcı haberlere yol açtı ve uzmanlar, bu tür spekülasyonların nesne hakkındaki gerçek bilimsel incelemeleri gölgelediğini belirtiyor. Daha önce de ilk yıldızlararası nesne 'Oumuamua için benzer spekülasyonlar yapılmıştı.
Güney Afrika'daki MeerKAT radyo teleskopu gözlemcileri, 3I/ATLAS'tan gelen ilk radyo emisyonlarını tespit ettiklerini bildirdiğinde, bu tür teorileri savunanlar tarafından bir uzaylı bağlantısı aranması beklenebilirdi. Özellikle bu tespitin, kuyrukluyıldızın Güneş'e en yakın olduğu döneme denk gelmesi bu beklentiyi artırdı.
Ancak tespit edilen sinyaller teknolojik bir kökene sahip değil. Bu sinyallerin kaynağı, kuyrukluyıldızın koma bölgesinde bulunan hidroksil radikallerin (OH molekülleri) varlığıyla ilişkili belirli dalga boyu emilimidir. Bu radikaller, kuyrukluyıldızın doğal bir süreci olan gaz salınımıyla dışarı atılan su moleküllerinin parçalanması sonucu oluşur ve bu, kuyrukluyıldız aktivitesinin açık bir işaretidir.
Bu, 3I/ATLAS'tan su geldiğine dair ilk kanıt değil. Ekim ayı başlarında, NASA araştırmacıları kuyrukluyıldızdan yoğun bir şekilde su fışkırdığını gözlemlemişti. Ancak son bulgular, bu suyun Güneş radyasyonu tarafından parçalandığını gösteriyor ki bu, Güneş'e yakın geçiş sırasında beklenen bir durumdur.
Bu radikal hidroksil tespitlerini kişisel blogunda doğrulayan teorinin öncüsü, bunun klasik kuyrukluyıldız aktivitesinin bir işareti olup olmadığına dair bir açıklama yapmadı. Yeni radyo sinyalleri, kuyrukluyıldızın Güneş'in arkasından geçtiği bir dönemde tespit edildi. Kuyrukluyıldızın bu geçişi sırasında beklenmedik parlama ve geçici renk değişimi gibi olaylar da yaşanmıştı.
Kuyrukluyıldız, daha önce de uzaylı komplo teorisyenlerine malzeme sağlayan birçok sıra dışı özellik sergilemişti. Bunlar arasında yüksek oranda radyasyona maruz kalmış bir yüzey, aşırı karbondioksit ve şaşırtıcı bir 'anti-kuyruk' bulunuyordu. Ancak astronomi topluluğu tarafından bu özelliklerin tümü, 3I/ATLAS'ın doğal bir nesne olduğu konusunda neredeyse oybirliğiyle kabul edilen şekilde açıklanmıştır.
Ayrıca, bu hafta yıldızlararası olmaya yakın bir nesne tespit edildi. Bu nesnenin, kuyrukluyıldızın Güneş'e yakın geçişi sırasında konuşlandırılmış bir sonda olabileceği yönündeki söylentiler hızla çürütüldü. Yeni keşfedilen nesne, tipik bir Güneş Sistemi kuyrukluyıldızı olarak tanımlandı.
Diğer raporlar da kuyrukluyıldızın kütle kaybı nedeniyle patlamış olabileceği yönünde spekülasyonlar ortaya atmıştı. Ancak son gözlemler, böyle bir durumun söz konusu olmadığını kanıtladı.