Bunama (demans) genellikle ilerleyen yaşlarla ilişkilendirilse de, genç yaşta (65 yaş altı) görülen türü her yıl yüz binlerce insanı etkiliyor. 2023 yılında yayımlanan kapsamlı bir araştırma, bu durumun arkasındaki nedenlere dair önemli ipuçları sunuyor.
Bu alandaki önceki çalışmaların çoğu genetik geçişlere odaklanırken, yeni yapılan büyük ölçekli bu çalışma, genç yaşta bunama riskiyle ilişkili 15 farklı yaşam tarzı ve sağlık faktörünü tespit etti.
Uzmanlar, bu çalışmanın bugüne kadar yapılmış en büyük ve en sağlam araştırmalardan biri olduğunu belirtiyor. Heyecan verici olan yanı ise, bu yıpratıcı rahatsızlığın riskini, belirlenen çeşitli faktörlere odaklanarak azaltmanın mümkün olabileceğini ilk kez ortaya koyması.
Araştırma ekibi, 356 binden fazla kişinin verilerini analiz etti. Bu analiz sonucunda düşük sosyoekonomik düzey, sosyal izolasyon, işitme kaybı, inme, diyabet, kalp hastalığı ve depresyon gibi faktörlerin genç yaşta bunama riskiyle ilişkili olduğu görüldü.
D vitamini eksikliği ve yüksek C-reaktif protein (vücuttaki iltihaplanmaya tepki olarak karaciğer tarafından üretilen bir madde) seviyelerinin de daha yüksek risk anlamına geldiği belirlendi. Ayrıca, ApoE4 ε4 gen varyantlarından ikisine sahip olmak da (daha önce Alzheimer hastalığı ile ilişkilendirilmiş genetik bir durum) risk faktörleri arasında yer aldı.
Alkolün genç yaşta bunama ile ilişkisi ise "karmaşık" olarak tanımlandı. Aşırı alkol kullanımı risk artışına yol açarken, orta ila yoğun düzeyde alkol tüketiminin düşük riskle korele olduğu görüldü. Ancak bunun, bu gruptaki kişilerin genellikle daha genel olarak daha sağlıklı olmalarından kaynaklanabileceği düşünülüyor (alkolden tamamen uzak duranların genellikle tıbbi nedenlerle bunu yapabileceği akılda tutulmalı).
Daha yüksek eğitim seviyesi ve daha düşük fiziksel kırılganlık (yüksek el kavrama gücüyle ölçülen) ise daha düşük genç yaşta bunama riskiyle ilişkilendirildi. Bu bulgular, genç yaşta bunama konusundaki bilgi boşluklarını doldurmaya yardımcı oluyor.
Uzmanlara göre, ileri yaşta bunama gelişen kişiler üzerine yapılan araştırmalardan, değiştirilebilir bir dizi risk faktörü olduğu zaten biliniyordu. Fiziksel faktörlerin yanı sıra, kronik stres, yalnızlık ve depresyondan kaçınmak gibi ruh sağlığının da önemli bir rol oynadığı vurgulanıyor.
Sonuçlar, bunamanın *bu faktörlerden kaynaklandığını* kesin olarak kanıtlamasa da, daha ayrıntılı bir tablo oluşturmaya yardımcı oluyor. Bu tür araştırmalarda her zaman olduğu gibi, nedenleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak, daha iyi tedavi ve önleyici tedbirler geliştirmeye yardımcı olabilir.
Bu faktörlerin birçoğunun değiştirilebilir olması, bunama ile mücadele edenler için sadece yönetmek yerine hastalığı yenmenin yollarını bulma konusunda daha fazla umut veriyor.
Nihayetinde bunama, daha sağlıklı bir yaşam sürerek riskini azaltabileceğimiz bir durum olabilir.
Genç yaşta bunama, etkilenen kişiler genellikle hala çalıştıkları, çocukları ve yoğun bir yaşamları olduğu için çok ciddi bir etkiye sahip. Uzmanlar, nedenin genellikle genetik olduğu varsayılsa da, pek çok kişi için asıl nedenin tam olarak bilinmediğini, bu yüzden bu çalışmada diğer risk faktörlerini de araştırmayı hedeflediklerini belirtiyor.
Araştırma, saygın bilimsel dergi *JAMA Neurology*'de yayımlandı.