Kalp krizleri genellikle damarlardaki tıkanıklıklar ve buna bağlı pıhtılaşma nedeniyle kan akışının engellenmesiyle ilişkilendirilse de, yapılan yeni bir araştırma özellikle genç yetişkinlerde bu durumun geleneksel anlayıştan farklı olabileceğini ortaya koyuyor.
Amerikalı bilim insanlarının 65 yaş ve altı 1.474 kalp krizi vakasını incelediği çalışmada, erkeklerde kalp krizlerinin yüzde 75'inin damar tıkanıklığından kaynaklandığı belirlenirken, bu oran kadınlarda yüzde 47'ye düştü. Bu durum, kalp krizi önleme ve tedavi stratejileri açısından önemli çıkarımlar barındırıyor.
Araştırmacılar, kalp krizlerinin altında yatan ve daha önce göz ardı edilmiş nedenlere dikkat çekerek, özellikle kadınlarda bu durumun daha sık görüldüğünü belirtiyor. Kök nedenin doğru anlaşılmaması, tedavilerin etkinliğini azaltabilir veya hatta zararlı hale getirebilir.
Damar tıkanıklığı dışındaki önemli nedenler arasında, damar duvarlarında oluşan yırtıklar sonucu kan birikmesiyle ortaya çıkan kendiliğinden koroner arter diseksiyonları (SCAD), vücudun başka yerlerinden gelen kan pıhtılarının neden olduğu emboliler ve anemi gibi diğer stres faktörleri yer alıyor. Çalışma, SCAD kaynaklı kalp krizlerinin çoğunlukla damar tıkanıklığı olarak yanlış teşhis edildiğini, özellikle kadınlarda SCAD'ın altı kat daha sık görüldüğünü ortaya koydu. Yanlış teşhisler, sonraki atakları önlemede yanlış tedavi yaklaşımlarına yol açabiliyor.
Bilim insanları, bu hasta grubunda, özellikle genç kadınlarda kalp krizi yaklaşımının yeniden düşünülmesi gerektiğini vurguluyor. Doktorların SCAD, emboli ve stres kaynaklı tetikleyiciler gibi durumlar konusunda farkındalıklarını artırmaları ve hastaların da şüpheli durumlarda daha fazla sorgulamada bulunmaları öneriliyor.
Araştırmada erkekler ve kadınlar arasındaki belirgin farkın nedenleri henüz tam olarak açıklığa kavuşmamış olsa da, risk faktörlerinin kadınları farklı etkilemesi veya kadınların tıbbi yardım aramada daha çekingen olması gibi nedenler üzerinde duruluyor. Gelecekte yapılacak araştırmalarla bu farklılıklar daha detaylı incelenecek.
Amerika Birleşik Devletleri'nde her 40 saniyede bir kişinin kalp krizi geçirdiği ve şehir yaşamı, beslenme alışkanlıkları ve hava kirliliği gibi risk faktörlerinin anlaşılması için çalışmaların devam ettiği belirtiliyor.
Araştırmacılar, kalp krizlerini daha iyi teşhis etme, tanılama ve tekrarlamasını önleme konusunda ilerleme kaydedildiğini, özellikle çalışma süresince kalp görüntüleme teknolojilerinde önemli gelişmeler yaşandığını müjdeliyor.
Öte yandan, kalp krizlerinin altında yatan diğer nedenler konusunda hem sağlık profesyonelleri hem de halk arasında farkındalığın artırılması, hayat kurtarabilecek önemli bir adım olarak görülüyor. Bir kalp krizinin nedeninin anlaşılmasının, tedavisinin yapılmasından en az o kadar önemli olduğu ve iyileşme ile tekrarlama arasındaki farkı yaratabileceği vurgulanıyor.
Bu araştırma, Amerikan Kardiyoloji Dergisi'nde yayımlandı.