1800'lü yıllarda gökbilimciler, alışılmadık emisyon çizgileri gösteren yıldızların keşfiyle adeta büyülenmişti. Bu kozmik gizem, ancak 1868'den sonra, bilim insanları helyum elementini keşfettiklerinde çözüme kavuştu. Helyumun bu yıldızlardaki varlığı sayesinde, görülen geniş emisyon bantları nihayet açıklanabildi.
Zamanla bu yıldızlar, Wolf-Rayet yıldızları olarak tanındı. Gökbilimciler, bu ilginç kozmik cisimlerin gezegenimsi bulutsuların merkezinde yer aldığını ve sürekli olarak yüksek hızda gaz püskürterek evrene enerji yaydığını anladı. Bu durum, Wolf-Rayet yıldızlarının sürekli olarak madde kaybettiği ve yaşam döngülerinin sonuna yaklaştığı anlamına gelir.
Bu benzersiz özellik, Wolf-Rayet yıldızlarına gece gökyüzünde oldukça ayırt edici ve dramatik bir görünüm kazandırır. Yakın zamanda paylaşılan etkileyici bir görüntüde, Dünya'dan yaklaşık 6.000 ışık yılı uzaklıkta, Kuğu Takımyıldızı'nda bulunan değişken bir Wolf-Rayet yıldızı olan WR 134 tüm ihtişamıyla gözler önüne serildi. Bu eşsiz kare, karanlık bir gökyüzü noktasından yapılan uzun pozlama gözlemleriyle elde edildi.
Görüntünün merkezinde belirgin bir şekilde görünen iyonize oksijen gazının mavi kabuğu, yıldız rüzgarları tarafından dışarıya doğru güçlü bir şekilde itiliyor. Wolf-Rayet yıldızlarının bu kadar yoğun madde püskürtmesi, çevrelerindeki gaz ve toz bulutlarıyla etkileşime girerek bu tür çarpıcı yapıların oluşmasına neden olur. Sahip olduğu büyüleyici yapısı nedeniyle bu derin uzay nesnesi, sayısız kez görüntülendi ve gökbilimcilerin yanı sıra astrofotografçıların da en çok aranan hedeflerinden biri haline geldi.