Ara

Evrensel Kanser Aşısı İnsan Denemelerine Hazır: Tüm Kanser Türlerine Umut Olabilir mi?

Geliştirilmekte olan evrensel bir kanser aşısı, fareler üzerinde yapılan bir çalışmaya göre, bağışıklık sistemini tümörlere karşı harekete geçirerek mevcut kanser tedavilerinin etkisini güçlendirebilir.

Grip gibi viral enfeksiyonlara yönelik aşılarla benzerlik gösteren birçok kanser aşısı, bağışıklık sisteminin belirli proteinleri tanımasına yardımcı olmak üzere tasarlanmıştır. Ancak geleneksel aşılar hastalığı önlemeyi hedeflerken, kanser aşıları mevcut kanserleri temizlemek ve tedavi edilen kanserlerin nüksetmesini önlemek amacıyla geliştirilmektedir.

Geleneksel aşılar ve kanser aşıları sıklıkla benzer şekilde çalışır. Grip aşısı, bağışıklık sistemini influenza virüslerinin yüzeyinde bulunan benzersiz proteinleri araması için eğitir; kanser aşıları ise genellikle bağışıklık hücrelerini kanser hücrelerinin kendine özgü özelliklerini saptamaları için bilgilendirir.

Buradaki zorluk ise, bu önemli kanser proteinlerinin sıklıkla hastadan hastaya benzersiz olmasıdır. Bu durum, her kanser aşısının her hasta için özel olarak formüle edilmesi gerektiği anlamına gelir. Kişiye özel aşılar üretmek mümkün olsa da, bu aşıların hazırlanması zaman alır ve bu süreçte hastanın kanseri mutasyona uğrayabilir, bu da aşının etkinliğini azaltabilir.

Bu durum, bir hastanın örneğinin alınmasından kişiselleştirilmiş tedavinin hazırlanmasına kadar aylar sürebilir. Bu nedenle, kişiselleştirme gerektirmeyen ve kanseri uzak tutmak için genel bir bağışıklık yanıtı uyandırabilen bir kanser aşısı tasarlama fikri, tedaviler arasındaki geçişi ve hasta yönetimini devrim niteliğinde değiştirebilir.

Hazır Bir Kanser Aşısı

Geliştirilen deneysel aşı, COVID-19 aşılarının temelini oluşturan ve güncellenmeye devam eden mRNA (mesajcı RNA) teknolojisi üzerine kuruludur.

mRNA, hücrelerin yeni proteinleri temel aldığı bir tür planlama görevi görür. COVID-19 aşılarında virüsün bir kısmını içeren molekül, yeni kanser aşısında ise vücudun ilk savunma hatlarını güçlendiren ve doğrudan "doğuştan gelen" bağışıklık sistemini harekete geçiren bir madde için talimatlar taşır.

Özellikle, aşı iltihabı kontrol etmede ve kanserli tümörleri tespit edip yok etmede önemli rol oynayan Tip-1 interferonların vücut tarafından üretimini artırmayı hedefler. Laboratuvar fareleri üzerinde yapılan bir dizi deneyde, bu sinyalleşmenin tümörleri gelişimlerinin erken evrelerinde baskılamak için kritik olduğu gösterilmiştir. Sinyaller, bağışıklık sistemini tümörlere saldırmak ve kanserin büyümesini engellemek için harekete geçirir; bu sinyaller engellenirse, tümörlerin kontrolsüz büyümesi gözlemlenir.

Ek olarak, bu deneyler erken interferon aktivitesinin, immün kontrol noktası inhibitörleri adı verilen yaygın bir kanser tedavisinde hayati önem taşıdığını ortaya koymuştur. Bu tedaviler, bağışıklık hücrelerinin üzerindeki "frenleri" kaldırarak yüksek düzeyde aktivite sürdürmelerini ve kanseri verimli bir şekilde öldürmelerini sağlar.

Kanser, interferon sinyallerini kendi lehine çevirerek anti-kanser bağışıklık tepkisini etkisiz hale getirebilir; bu nedenle kanser aşısı, bir tür bağışıklık "sıfırlama" görevi görür.

Araştırmacılar, aşiyi bir kontrol noktası inhibitörü ile birlikte melanom (bir tür cilt kanseri) modeli üzerinde denemişlerdir. Tedaviye dirençli tümörlere sahip farelerde, bu iki tedavinin kombinasyonunun tek başına kontrol noktası inhibitörlerinden daha iyi çalıştığı bulunmuştur. Aşıyı ayrıca glioma (beyin kanseri) ve pulmoner osteosarkom (akciğerlere yayılan kemik kanseri) gibi diğer kanserlerin fare modellerinde tek başına da test etmişlerdir ve tek başına uygulandığında da umut vadeden anti-kanser etkiler göstermiştir.

Bu erken çalışma için araştırmacılar, interferon yanıtını uyaran birkaç farklı mRNA formülasyonunu test etmiş ve her birinin bunu etkili bir şekilde yaptığını gözlemlemişlerdir. mRNA moleküllerinin kendilerinin mi yoksa bu moleküllerin üretmek için kullanıldığı proteinlerin mi bu genel yanıtı tetiklemede daha önemli olduğunu anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

Mevcut çalışma, immünoterapiye kan kanserlerinden daha dirençli olma eğiliminde olan solid tümörlere odaklanmıştır. Ancak araştırmacılar, bunun tüm kanser türleri için kullanılabileceğine inanmaktadır. Özellikle, tedavi edilen kanserlerin tekrar etmesini önlemeye yardımcı olmak üzere ikincil bir önleyici olarak uygulanabileceği düşünülmektedir.

Bu heyecan verici ve yeni çalışma, bağışıklık sistemine doğru zamanda kısa ve hedeflenmiş bir destek sağlamanın, daha önce yanıt vermeyen tümörlerin immünoterapiye yanıt vermesine yardımcı olabileceğine dair umut verici kanıtlar sunmaktadır. Bu yaklaşım, genellikle güçlü bir bağışıklık tepkisi oluşturmayan, pankreas, yumurtalık ve bazı meme kanseri türleri gibi "soğuk" tümörler için özellikle yararlı olabilir. Bu tümörler bağışıklık sisteminden gizlenir ve immünoterapi ile hedeflenmeleri zor olabilir, bu nedenle bu tür bir aşının bu kanserleri saldırıya maruz bırakmaya yardımcı olması mümkündür.

Bu yaklaşımın insanlarda ne kadar iyi çalışacağını doğrulamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmakla birlikte, farelerdeki cesaret verici sonuçlar güçlü bir temel oluşturmaktadır. İnsanlarda, aşının istenmeyen uzun süreli iltihaplanmayı tetiklememesi ve yardımcı bir bağışıklık tepkisi oluşturması sağlanmalıdır. Gelecekteki çalışmalar, gerçek dünya kanser hastalarındaki güvenlik, tutarlılık ve uzun vadeli etkinlik gibi temel soruları ele alacaktır.

Bu arada, araştırmacılar bir iki aşamalı yaklaşımı test eden bir insan deneyi başlatmışlardır: önce hazır bir kanser aşısı, ardından kişiselleştirilmiş bir aşı. Bu deneyde, tekrarlayan iki kanser türü olan pediatrik yüksek dereceli glioma veya osteosarkom hastaları ile çalışılmaktadır.

Bu yaklaşım, kişiselleştirilmiş aşılamalar için gereken değerli zamanı tasarruf ettirir ve kişiselleştirilmiş tedavi tarafından daha da değerlendirilebilecek hızlı bir bağışıklık indükleyebilir.

Önceki Haber
Samanyolu'nun Merkezini Besleyen Devasa Yapı Ortaya Çıktı: 'Böyle Bir Bulut Olduğundan Kimsenin Haberi Yoktu'
Sıradaki Haber
Ölüm Deneyimlerinin Gizemi Çözülüyor: DMT'nin Rolü Araştırılıyor

Benzer Haberler: