Ara

Evcil Kedilerin Kökeniyle İlgili Şaşırtıcı İddia: Sandığımızdan Çok Daha Geç Evcilleşmiş Olabilirler!

Evcil kedilerin kökenleri ve antik insanlar arasındaki yolculukları, tıpkı kendileri gibi gizemli. Ancak yeni araştırmalar, bu esrarengiz dostlarımızın ilk olarak, bir kültün parçası olarak tapınıldıkları Antik Mısır'da veya Kuzey Afrika'nın başka bir bölgesinde evcilleşmiş olabileceği fikrini destekleyen yeni kanıtlar sunuyor.

Günümüzdeki ev kedilerinin (Felis catus) Afrika yaban kedilerinden (Felis lybica) türediği zaten biliniyordu. Ancak bu yaban kedilerinin insanlarla ne zaman ve nerede yoldaşlığı kabul ettiği konusu, yoğun tartışmalara sahne oluyor.

Mart 2025'te yayınlanan iki yeni çalışma, dünyanın en popüler ikinci evcil hayvanının insanlıkla nasıl bir arada yaşamaya başladığına ve dünyaya yayıldığına dair heyecan verici yeni bilgiler sunuyor.

Yaygın hipotezlerden biri, kedilerin Neolitik dönemde (12.000 ila 5.000 yıl önce) Akdeniz'e kıyısı olan Levant bölgesinde (Verimli Hilal'in bir parçası) evcilleştiği yönündeydi. Tarımın ilk ortaya çıktığı bu bölgede, insanlar avcı-toplayıcılıktan çiftçiliğe geçince kemirgenler sorun haline geldi. Kediler kemirgenlere çekildi ve insanlar da zararlıları yiyen kedilerle birlikte yaşamaktan mutluluk duydu. Bu teori, Kıbrıs'ta (Türkiye ve Suriye kıyılarının açıklarında) bir insanın ayağı dibine gömülmüş bir kedi kalıntısının bulunmasına dayanıyordu.

Ancak yeni araştırmalar, bu fikre şüpheyle yaklaşıyor. Kedilerin evcilleşmesinin çok daha geç gerçekleştiğini ve daha önceki etkileşimleri düşündüren kedi kalıntılarının aslında yaban kedilerine ait olduğunu öne sürüyorlar.

Yeni çalışmalardan birinde, araştırmacılar antik kedi örnekleri üzerinde genetik analizler yaptı. Avrupa ve Anadolu'da 11.000 ila 2.300 yıl öncesine ait kedi kalıntılarının, günümüzdeki ev kedilerinin doğrudan ataları olmadığını ortaya çıkardılar. Bunlar, türlerin yaşam alanlarının kesiştiği yerlerde Afrika yaban kedileriyle doğal olarak melezleşmiş Avrupa yaban kedileriydi (Felis silvestris).

Araştırmacılara göre, bu antik kediler evcil hayvan değildi. Muhtemelen yiyecek, giyim eşyası (kürk) veya ritüeller için kullanılmış olabilirler.

Bunun yerine, araştırmacılar kedi evcilleşmesinin Afrika'da; Antik Mısır'da veya Tunus ya da Fas gibi Kuzey Afrika'nın başka bir kuzey bölgesinde gerçekleştiğini düşünüyor.

Yapılan analizler, modern ev kedilerinin genetik olarak en çok Tunus'tan gelen Afrika yaban kedilerine benzediğini gösterdi.

Antik Mısır Kedileri

Evcil kedinin dünyaya yayılışını anlamak için araştırmacılar, antik çağlardaki toplumlarda kedilere dair genetik olmayan kanıtlara da baktılar.

Yazarlara göre, Antik Mısır, kedilerin varlığını teşvik eden en önde gelen erken medeniyetti. MÖ birinci binyıl itibarıyla orada kedilerin iyi bir şekilde yerleştiğine dair kanıtlar bulunuyor.

Kediler, doğurganlık, sağlık, koruma ve ev yaşamıyla ilişkilendirilen Mısır tanrıçası Bastet kültünün bir parçası olarak tapınılıyordu. Antik Mısır tasvirlerinde kediler sıkça görülür; hem insan hanelerinin üyeleri olarak hem de Bastet'in formunda. Tanrıçanın erken tasvirleri onu bir aslan olarak şekillendirirken, daha sonra evcil bir kediye benzemeye başladı.

Gerek ikonografi (tasvirler) gerekse Bastet kültünün bir parçası olarak kedilerin yaygın mumyalanmasından elde edilen kanıtlara dayanarak, diğer bir çalışma Mısır'ın kedi evcilleşmesinin ana merkezi olduğunu sonucuna varıyor. Kediler tarımsal üretimdeki kemirgenler tarafından çekilmiş olabileceği gibi, hipotezin bir varyasyonuna göre ibadet ritüellerinde kullanılan mumyaların üretimi için de yetiştirilmiş olabilirler. Büyük ölçekli yetiştirme operasyonları, evcilleşme sürecini başlatmış olabilir.

Kediler muhtemelen daha sonra ticaret yolları aracılığıyla Mısır'dan kuzeye yayıldı. İngiltere'de bulunan kalıntılar, geç Demir Çağı'na tarihleniyor ve bu dönemde Avrupa'ya erken bir kedi dalgası girdiğini düşündürüyor. Evcilleşmiş kediler, Yunan ve Roma egemenliği dönemlerinde Avrupa'ya daha yoğun bir şekilde yerleşti.

Ancak araştırmacılar, Mısır'daki mumyalanmış kedi kalıntılarından elde edilen genetik verilerin henüz güvenilir bir şekilde analiz edilmediği konusunda uyarıyorlar. Mevcut genetik veriler en çok Tunus gibi Kuzey Afrika'yı işaret etse de, kültürel kanıtlar güçlü bir şekilde Mısır'ı destekliyor. Antik Mısır'dan elde edilecek genetik veriler, bu büyük soru işaretini ortadan kaldırarak genetik desteği tekrar 'Mısır'dan Çıkış' hipotezine kaydırabilir.

Önceki Haber
Gears of War: Reloaded Beta Sinyalleri Güçleniyor! Yakında Duyurulabilir
Sıradaki Haber
Computex 2025 Kapanıyor: PCIe 6.0 SSD'ler, 976TB Depolama ve Ucuz 10 GbE Geliyor!

Benzer Haberler: