Günümüzde esrar ve sağlık etkileri üzerine yapılan araştırmalar artarken, gözler üreme sağlığına çevriliyor. Daha önceki bazı çalışmaların sonuçlarına meydan okuyan yeni bir araştırma, esrar kullanımının sperm kalitesini düşürmeyebileceğini öne sürüyor.
Boston Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi araştırmacıları liderliğinde yapılan bu çalışmada, 921 erkekten alınan meni örnekleri incelendi. Örneklerde meni hacmi, toplam sperm sayısı, sperm konsantrasyonu ve sperm hareket yeteneği (spermlerin ne kadar iyi hareket edip yüzebildiği ve doğurganlığı etkileyen bir faktör) gibi ölçümler yapıldı.
Genel olarak bakıldığında, araştırmacılar esrar kullanıcıları ile kullanmayanlar arasında bu ölçümlerde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulamadılar. Farklılıklar olsa da, bunlar bilimsel olarak anlamlı kabul edilecek bir eşiğe ulaşmadı.
Araştırmacılar makalelerinde, “Erkeklerde kronik esrar kullanımının daha düşük testosteron konsantrasyonları ve meni kalitesiyle ilgili diğer hormonlarda değişikliklerle ilişkilendirildiği düşünülüyordu. Yapılan önceki çalışmalar da kronik esrar kullanımının düşük meni kalitesiyle ilişkili olduğunu gösterdi, ancak sonuçlar farklı hormonal ve üreme ölçümlerinde tutarsızdı” ifadelerine yer veriyor.
En azından bu örneklemde belirgin bir örüntü bulunamadı. Bu durum, konuyu kesin olarak çözmese de, bilim insanlarının esrarla ilişkili potansiyel sağlık sorunlarını araştırırken kullanabilecekleri ek bir kanıt niteliği taşıyor.
Önceki araştırmalar esrar kullanımının çalışma belleğini nasıl etkileyebileceği ve psikotik deneyimleri tetikleyebileceği konusunda soruları gündeme getirmişti. Başka araştırmalar ise esrar kullanımının bilişsel gerilemeye karşı koruyucu olabileceğini öne sürdü. Vücudumuzda kalıcı değişiklikler bıraktığı kesin gibi görünüyor.
Bu özel araştırmaya katılanların yüzde 22,6'sı düzenli esrar kullanıcısı olduğunu, yüzde 3,3'ü ise her gün esrar kullandığını belirtti. Ancak bu kullanımın sperm sağlığı üzerinde belirgin bir etkisi görülmediği aktarıldı.
Araştırmacılar, potansiyel karıştırıcı faktörler (vücut kitle indeksi dahil) için yapılan ek kontrollerin çalışma sonuçları üzerinde çok az etkisi olduğunu ve sonuçların tütün kullanmayanlar arasında da benzer olduğunu ekliyorlar.
Esrarın birincil psikoaktif bileşeni olan delta-9-tetrahidrokanabinolün (THC), tabii ki beyin dahil olmak üzere vücudun birçok farklı bölümündeki hücrelerle etkileşime girdiğini biliyoruz. Bu araştırma alanı için önemli olan, THC'nin hayvan çalışmalarında testisleri etkilediği de görüldü. Bu düşünülünce, test edilen erkek örnekleminde sperm sağlığı üzerinde fark edilir bir etki olmaması şaşırtıcı olabilir.
Esrar kullanımının sperm kalitesini gerçekten etkileyip etkilemediğini ortaya koymak için daha fazla araştırma yapılması gerekecek. Daha büyük erkek grupları, daha uzun zaman dilimleri ve farklı ülkelerdeki çalışmalarla daha net örüntüler ortaya çıkabilir.
Araştırmacılar, “Esrar kullanımının meni kalitesi üzerindeki etkileri hakkında bilgi eksikliği var. Esrar kullanımı ve meni kalitesi üzerine yapılan epidemiyolojik çalışmalar sınırlıydı ve sonuçlar tutarsızdı” şeklinde belirtiyor.
Araştırma, Andrology dergisinde yayımlandı.