İber Yarımadası'nda milyonlarca insanı etkileyen devasa elektrik kesintisi sonrası, şebeke operatörleri sistemi yeniden ayağa kaldırmak için yoğun çaba harcıyor. 'Kara Başlangıç' olarak adlandırılan bu süreç, bir düğmeye basmaktan çok daha karmaşık bir meydan okuma sunuyor. İşin zorluğu ise, şebekenin performansını uzaktan kontrol eden yönetim donanımlarından enerji santrallerinin kendisine kadar sistemdeki neredeyse her şeyin çalışmak için elektriğe ihtiyaç duyması.
Şebekeyi Yeniden Hayata Döndürmek
Bir enerji santralinin kolayca enerji üretmeye başlayabileceğini düşünebilirsiniz, ancak gerçekte, yalnızca sınırlı sayıda tesis 'kara başlangıç' yapabilecek donanıma sahip. Çünkü enerji üretmek için enerji gerekir. Suyu kaynatan tesislerde çok sayıda elektrikli pompa ve vana bulunur, kömür santrallerinin yakıtı toz haline getirip yakıldığı yere taşıması gerekir, vb. Çoğu durumda, 'kara başlangıç' yapabilen santrallerde, tesisi çalıştıracak kadar güç sağlamak için bir dizel jeneratör bulunur. Bunlar genellikle daha küçük santrallerdir, çünkü orantılı olarak daha küçük dizel jeneratörler gerektirirler.
Bu 'kara başlangıç' tesislerinin başlangıç çıkışı, daha sonra çalışmak için harici bir güç kaynağına ihtiyaç duyan tüm diğer santrallere güç sağlamak için kullanılır. Bu süreç, şebeke üzerinde hareket eden ilk elektronların yalnızca diğer enerji santrallerine ulaşmasını sağlayacak şekilde yönetilmelidir, aksi takdirde normal talep, çalışan sınırlı sayıdaki küçük tesisi anında aşırı yükler. Bu da yine, enerji akışını kontrol etmek için güce ihtiyaç duyan tesisler tarafından yönetilmek zorundadır. İnternetin de çalışmak için güce ihtiyacı olduğu düşünüldüğünde, şebeke yönetiminin asla 'donanımı internete bağla ve uzaktan kontrol et' kadar basit olmamasının nedeni budur.