Ara

Eğitimcilerin Beyinle İlgili İnandığı İki Büyük Efsane: Öğrenme Stilleri ve Sol-Sağ Beyin Yanılgısı

Nörobilim, yani beynin nasıl çalıştığı ve geliştiği üzerine yapılan çalışmalar, çocukların eğitimi için büyük önem taşır. Türkiye'de de eğitimcilerin ve ebeveynlerin bu konuda bilgi sahibi olması beklenir.

Beyin gelişimiyle ilgili konular, üniversitelerin öğretmen yetiştirme programlarında yer almaktadır. Ancak yapılan araştırmalar, hem Türkiye'de hem de yurtdışında eğitimciler arasında nörobilimle ilgili yanlış anlamalar ("nöromitler") bulunduğunu göstermiştir.

Yeni bir çalışma, özellikle erken çocukluk eğitimcileri arasında da bazı yaygın nöromitlerin var olduğunu ortaya koydu.

Peki, bu mitler neler? Ve bilimsel kanıtlar ne söylüyor?

Araştırmanın Detayları

Bu çalışma kapsamında, 2022 yılında 520'den fazla erken çocukluk eğitimcisiyle bir anket yapıldı. Araştırmacılar, küçük çocuklarla ilgilenen eğitimcilerin nörobilim bilgisindeki boşluğu anlamayı hedefledi.

Anket katılımcılarının yaklaşık %74'ü kreş veya anaokulunda (resmi okul öncesi eğitimde) çalışıyordu. Yaklaşık %63'ü ise lisans veya lisansüstü dereceye sahipti.

Bulgular: Hangi Mitler Yaygın?

Eğitimcilerin nörobilim bilgi düzeyini ölçmek amacıyla, çalışmada katılımcılara çeşitli yanlış ifadelerin doğru olup olmadığı soruldu. Ortaya çıkan sonuçlara göre, katılımcıların doğru cevap ortalaması 27 üzerinden 13.7 olarak belirlendi.

Bazı mitlerin yanlış olduğu büyük ölçüde ve doğru bir şekilde anlaşıldı. Örneğin, katılımcıların %90'ından fazlası "'Uyurken beynimiz tamamen durur' ifadesinin ve 'Zihinsel kapasite yalnızca kalıtsaldır ve çevresel faktörler ya da deneyimlerle değiştirilemez' ifadesinin doğru olmadığını bildi.

Ancak diğer mitler için katılımcıların çoğu ya emin değildi ya da ifadenin doğru olduğuna inanıyordu. Örneğin:

  • Katılımcıların sadece %7'si "'Farklı öğrenme stillerine göre öğretmek öğrenmeyi geliştirir' ifadesinin yanlış olduğunu doğru bildi.
  • Katılımcıların sadece %15'i "'Öğrenciler ya sol beyinli ya da sağ beyinlidir' ifadesinin yanlış olduğunu doğru bildi.

Bu bulgular, eğitimcilerin mesleki eğitim ve gelişimlerinin bir parçası olarak daha fazla kanıta dayalı nörobilim içeriğine ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Bazı nöromitler zararsız görünse de, diğerleri öğretim kararları ve öğrenci başarısı üzerinde ciddi etkiler yaratabilir.

Peki, bu nöromitlerin sorunu ne?

Mit 1: 'Farklı öğrenme stillerine göre öğretmek öğrenmeyi geliştirir'

Öğrenme stilleri fikri 1970'lerde popüler oldu. Bu fikre göre, öğrenciler bilgiyi kendilerine özgü belirli bir şekilde aldıklarında öğrenmeleri artar. Örneğin, "görsel öğrenenler" bilgiyi göremese öğrenemez, "işitsel öğrenenler" ise duymalıdır.

Bu fikir, 2000'lerin ortalarından beri bir mit olarak kabul edilmesine rağmen, öğrenme stilleri düşüncesi eğitimciler arasında hala varlığını sürdürmektedir.

İnsanların bilgiye erişmek için tercih ettikleri yollar olabilir, ancak bilginin bu formatta sağlanmaması durumunda öğrenmenin zarar gördüğüne dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Ayrıca, araştırmalar öğretmenlerin bir öğrencinin öğrenme stili hakkındaki fikirlerinin, öğrencilerin kendi bildirdikleri tercihlerle genellikle uyuşmadığını göstermiştir.

Dolayısıyla, öğrencinin varsayılan "öğrenme stiline" göre alınan öğretim kararları zaten hatalı olabilir.

Mit 2: 'Öğrenciler ya sol beyinli ya da sağ beyinlidir'

Bir diğer kalıcı fikir ise, kişilik özelliklerimizin ya sağ beyinli (sezgisel ve yaratıcı) ya da sol beyinli (analitik ve mantıksal) olduğudur.

Bazı beyin fonksiyonlarının beynin bir tarafında diğerine göre biraz daha fazla yer aldığına dair kanıtlar vardır. Örneğin, dil daha çok sol tarafta, dikkat ise daha çok sağ tarafta bulunur. Ancak, kişiliğinizin veya yeteneğinizin özellikle sol veya sağ beyin yarımküresinden geldiğine dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur.

Bu mitin zararı, öğrencilerin kendilerini "sağdan çok sol beyinliyim" diye düşünmelerinden ve öğretmenlerin bu görüşü pekiştirmesinden kaynaklanır. Ve buradan yola çıkarak, genç insanlar sadece sosyal bilimlere veya sadece matematiğe ya da bilime yönelmeleri gerektiğini düşünebilirler.

Bu durum, bir öğrencinin birden fazla akademik ve kariyer yolunu keşfetme potansiyelini elinden alabilir. Elbette, bazı öğrenciler sanatçı olarak, bazıları matematikçi olarak ve bazıları ise her ikisi olarak gerçekten başarılı olacaktır. Ancak öğrencileri, bir nöromite dayanarak, potansiyel olarak özgüvenlerini ve potansiyellerini etkileyecek şekilde etiketlememeliyiz.

Bu araştırma, eğitim alanında nörobilim bilgisinin ne kadar önemli olduğunu ve yaygın yanlışların düzeltilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koymuştur.

Önceki Haber
Baykuşların Kanatlarında Saklı Pembe Işık Keşfedildi: Gizli Bir Mesaj Mı?
Sıradaki Haber
Kargalar Geometriyi Anlıyor: Sandığımızdan Çok Daha Zekiler!

Benzer Haberler: