Gezegen bilimciler uzun süredir, Dünya'nın yapı taşlarındaki nem eksikliği nedeniyle suyumuzun, gezegen oluştuktan sonra hidrojen zengini kayaçlar ve kuyruklu yıldızların "yağmuruyla" geldiğini varsayıyordu.
Ancak Birleşik Krallık'taki bilim insanları tarafından yapılan yeni bir araştırma, suyun özel bir teslimatla geldiği teorisine meydan okuyor. Aslında su, en başından beri Dünya'nın yapısının bir parçası olmuş olabilir.
Çalışma, gezegenimizin başlangıçta oluştuğu kayalarla benzer bileşime sahip olduğu düşünülen, "enstatit kondrit" (EC) olarak bilinen nadir göktaşlarını inceliyor.
Ekip, temel olarak X-ışınları kullanarak malzemenin kimyasal 'parmak izini' çıkaran özel bir spektroskopi tekniği kullanarak, Dünya'da okyanusların herhangi bir dış takviye olmadan oluşmuş olabileceğini düşündürecek kadar hidrojen buldu.
Bu hidrojen, erken Dünya'nın kayalarına gömülü olan oksijenle birleşmiş olabilir. Başka bir deyişle, yaklaşık 4.55 milyar yıl önce, önce suyun ve ardından yaşamın kendisi için gerekli tüm bileşenler zaten mevcuttu.
Araştırmacılar, "Artık gezegenimizi oluşturan ve bu nadir göktaşlarını kullanarak inceleyebildiğimiz malzemenin, daha önce düşündüğümüzden çok daha fazla hidrojen açısından zengin olduğunu düşünüyoruz," diyor. "Bu bulgu, Dünya'da su oluşumunun, gezegen oluştuktan sonra ona çarpan hidratlı asteroitlerin şans eseri getirmesi yerine, doğal bir süreç olduğu fikrini destekliyor."
Önemli bir nokta, hidrojenin örnekler içindeki konumu oldu. Elementin yoğunlaşmaları, göktaşlarının içindeki bozulmamış malzemede bulundu, ancak kayanın dış kirlenmeden etkilenebilecek kısımlarına bağlı değildi.
Araştırmacılar, hidrojen gazının bu kayalardaki demir sülfür minerali olan pirotin ile reaksiyona girmiş olabileceğini, bunun da hidrojenin kaybolmasını engelleyerek su oluşumu için koşullar uygun olana kadar onu hapsettiğini öne sürüyorlar.
Bilim insanları, "Analiz bize örneğin hidrojen sülfür içerdiğini söylediğinde inanılmaz derecede heyecanlandık – sadece beklediğimiz yerde değildi," diye belirtiyor. "Bu hidrojen sülfürün karasal kirlenmeden kaynaklanma olasılığı çok düşük olduğundan, bu araştırma Dünya'daki suyun yerli olduğu teorisini destekleyen hayati kanıtlar sağlıyor – yani gezegenimizin yapıldığı şeyin doğal bir sonucu."
Bu fikir tamamen yeni değil ve araştırmacılar, EC'lerin içinde hapsolmuş hidrojen bulan önceki çalışmalara da atıfta bulunuyor. Ancak, hidrojenin bu göktaşlarına özgü olup olmadığı konusunda hala bazı belirsizlikler vardı.
Yeni ve daha kapsamlı analiz, bu EC'lerin - ve muhtemelen Dünya'nın oluştuğu kayaların - gerçekten de yerleşik hidrojene sahip olduğunu ve gezegenimizin bugünkü mavi bilye haline gelmesi için yeterli miktarda olduğunu doğrular nitelikte görünüyor.
Araştırmacılar, "Gezegen bilimcileri için temel bir soru, Dünya'nın bugünkü görünümüne nasıl kavuştuğudur," diyor.
