Ara

Dünya’nın Derinliklerinde Bir Anomali: Yerçekiminde Şaşırtıcı Değişimler Sinyali!

2007 yılında Doğu Atlantik Okyanusu üzerinde Dünya'nın yerçekimi alanında kıta ölçeğinde bir anomali tespit edildi. Yörüngedeki uydular tarafından belirlenen bu tuhaf olay, insan gözüyle fark edilemese de, yerin derinliklerindeki muazzam bir kütle yeniden dağılımının sonucu olabileceği yeni bir analizle ortaya kondu.

Paris Şehir Üniversitesi'nden jeofizikçi Charlotte Gaugne Gouranton liderliğindeki bir ekip, bu kütle yeniden dağılımının yaklaşık 3.000 kilometre derinlikte, yani mantonun alt sınırına yakın bir yerde meydana gelen bir faz değişiminden kaynaklandığını öne sürüyor.

GRACE (Gravity Recovery and Climate Experiment) adlı uydu görevi tarafından toplanan veriler incelendiğinde, 2006 ve 2008 yılları arasında, özellikle Ocak 2007'de zirveye ulaşan ince ama geniş bir çift kutuplu desen gözlemlendi. Bu desen, Doğu Atlantik üzerinde yaklaşık 7.000 kilometre genişliğinde bir alanda, bir bantta daha güçlü, hemen yanındaki bantta ise daha zayıf yerçekimi sinyallerini gösteriyordu. Bu durum, basitçe kütle eklenmesi veya çıkarılmasından ziyade, bir kütle yeniden dağılımına işaret ediyordu.

Bu sinyalin daha da ilginç olmasının bir nedeni, aynı bölgede başka uydular tarafından kaydedilen ve 'jeomanyetik sapma' olarak bilinen Dünya'nın manyetik alanındaki ani bir sarsıntıyla çakışmasıydı. Bu tür değişimlerin, gezegenin derinliklerinde, sıvı dış çekirdeğe yakın veya hatta çekirdeğin kendisindeki değişimlerin sonucu olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, yerçekimi anomalilerinin yüzeydeki süreçlerle, özellikle de yeraltı suyu ve okyanus suyu gibi hareket eden su kütleleriyle ilişkili olup olmadığını belirlemek için çeşitli senaryoları modelledi. Ancak modeller, anomalinin konumunu, ölçeğini veya zamanlamasını eşleştiremedi. Gözlemlenen ölçekte bir anomali üretmek için gereken su miktarının fiziksel olarak imkansız olduğu da ortaya çıktı.

Yüzey süreçleri elendikten sonra, araştırmacılar yüzeyin çok altındaki hangi süreçlerin sorumlu olabileceğini araştırmaya yöneldi. Dünya'nın mantosundaki en bol mineral olan bridgmanite, belirli koşullar altında, perovskit kristal yapısından post-perovskit yapıya geçiş yapabilen bir faz değişimine uğrayabilir. Bu değişim, yüksek basınç ve sıcaklıklar altında gerçekleşir ve malzemenin yoğunluğunda önemli bir değişikliğe neden olarak, o bölgedeki kütleyi hızla yeniden dağıtabilir ve üzerindeki yerçekimi alanında dramatik değişimlere yol açabilir. Bu durum, aynı zamana denk gelen jeomanyetik sapmayı da açıklayabilir.

Ekibin çalışması henüz kesinleşmemiş olsa da, bu bulguların önemli sonuçları var. Sismik veriler, Dünya'nın çekirdeği yakınlarında çevrelerinden farklı özelliklere sahip 'tuhaf madde yığınları' ortaya koymuştu. 2007'deki yerçekimi anomalisi faz değişiminin önerilen konumu, bu yığınlardan birine çok yakın, bu da iki olgunun bağlantılı olabileceği anlamına geliyor.

Araştırmacılar, çalışmalarında, "GRACE'ten elde edilen yerçekimi gradyanı zaman serilerini analiz ederek, Ocak 2007 başında zirveye ulaşan, Doğu Atlantik Okyanusu'nda büyük ölçekli anormal bir yerçekimi gradyanı sinyali tespit ettik. Bu sinyal, ne yüzeydeki su kaynakları ne de çekirdek akışkan akışları ile tam olarak açıklanamıyor." ifadelerini kullanarak, "Bu durum, sinyalin en azından bir kısmının mantonun derinliklerindeki hızlı kütle yeniden dağılımlarını yansıtabileceğini düşündürüyor" diyor.

Bu tür kütle yeniden dağılımlarının ne kadar yaygın olduğu ve Dünya'nın iç dinamiklerinin genel manzarasında nasıl bir yer tuttuğu ise daha fazla araştırmayla aydınlatılmayı bekliyor.

Önceki Haber
Borderlands 4'e Yeni Bir Savaşçı Geliyor: Şans Unsurlu C4SH Tanıtıldı!
Sıradaki Haber
ROG Xbox Ally Sahip Sahipleri Dikkat! Sandisk'ten Lisanslı SSD ve MicroSD Kartlar Geliyor

Benzer Haberler: