Dünya'nın bizi güneş radyasyonundan koruyan manyetik alanında bir zayıf nokta büyüyor. Avrupa Uzay Ajansı'nın (ESA) yörüngedeki Swarm uyduları tarafından on yılı aşkın süredir yapılan ölçümler, bu zayıf noktanın genişlediğini ve yörüngedeki uydular ile astronotları daha fazla zararlı radyasyona maruz bıraktığını ortaya koyuyor.
Güney Atlantik Okyanusu üzerindeki ve Güney Atlantik Anomali (SAA) olarak bilinen bu bölgedeki zayıf manyetik alan, 2014'ten bu yana kıta Avrupası'nın yarısı büyüklüğünde bir alana yayıldı. Aynı zamanda, Kanada üzerindeki güçlü manyetik alanın bir bölgesi küçülürken, Sibirya'daki başka bir güçlü alan bölgesi ise büyüdü.
Bilim insanları, bu değişimin Dünya'nın çekirdeğindeki sıvı metal akışındaki değişimlerle ilişkili olabileceğini düşünüyor ancak kesin nedenler henüz tam olarak anlaşılamamış durumda. Swarm uyduları, 2014 yılında Dünya'nın çekirdeği, mantosu, iyonosferi ve manyetosferinden gelen manyetik sinyalleri hassas bir şekilde izlemek amacıyla fırlatılmıştı.
Manyetik alan, Güneş'ten gelen zararlı yüklü parçacıklara karşı gezegenimizdeki yaşamı koruyor. Aynı zamanda uzaydaki uydular ve Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) gibi insanlı görevler için de bir kalkan görevi görüyor. Ancak SAA'daki bu zayıflama, bu tür uzay araçlarının ve içindeki astronotların daha yüksek radyasyon seviyelerine maruz kalmasına neden olabiliyor.
Bu durum, uydu elektroniklerinde arızalara, hasarlara veya ani kesintilere yol açabilir. Astronotlar için ise DNA hasarı ve kanser riskinin artması gibi daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Zayıf alan bölgesinin genişlemesiyle birlikte, gelecekte tasarlanacak uzay görevlerinde bu durumun dikkate alınması gerektiği belirtiliyor.
Araştırmacılar, bu durumun Dünya'nın manyetik kutuplarının tersine döneceği anlamına gelmediğini vurguluyor. Manyetik alanın geçmişte defalarca tersine döndüğü bilinse de, zayıf alan bölgelerinin oluşmasının her zaman bir tersine dönme işareti olmadığı belirtiliyor. Mevcut durumun, on yıl ila yüz yıl ölçeğinde bir dalgalanma olabileceği öngörülüyor.