Ara

Doğanın Kıyısında Bile Böcekler Kayboluyor: Bilimsel Çalışma Tehlikeyi Gözler Önüne Seriyor

Kelebeklerden çekirgelere kadar, dünyamızı işleyen narin canlıların büyük bir kısmı ciddi bir tehlike altında. Yeni bir araştırma, böceklerin yok oluşunun yalnızca insan faaliyetlerinin doğrudan etkilediği bölgelerde değil, aynı zamanda insanlardan uzak ve el değmemiş yerlerde de yaşandığını ortaya koyuyor.

Geçmişte, küresel ölçekte böcek popülasyonlarındaki düşüşler, biyolojik çeşitliliğe sahip yaşam alanlarının kasıtlı olarak azaltılmasına ve yerel iklimdeki değişikliklere bağlanıyordu. Ancak artık bu etkenlerin, kendi doğrudan etki alanlarımızın çok ötesine uzandığı anlaşılıyor.

Doğrudan insan etkisinin nispeten az olduğu bölgelerde yapılan bir incelemede, yalnızca 20 yıl içinde uçan böcek popülasyonlarında yüzde 70'in üzerinde dramatik bir düşüş kaydedildi. Yapılan hesaplamalar, bu düşüşün artan yaz sıcaklıklarıyla doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor.

Bulgular, iklim değişikliğinin böcekleri etkilediğini öne süren tek çalışma değil. Tropikal bölgelerdeki kelebek, böcek ve diğer canlı popülasyonları, değişen El Niño döngüsünden büyük zarar gördü. Hatta sinekler bile Dünya'nın hızla değişen koşullarına karşı savunmasız durumda.

Böcek popülasyonlarındaki azalmaların boyutu konusunda bazı tartışmalar olsa da, bu genellikle veri eksikliği ve karmaşıklığın yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyor. 5 milyondan fazla böcek türü bulunuyor ve bazı türler, değişen koşullardan fayda sağlarken, diğerleri zarar görüyor. Ancak bu 'kazanan' türlerin, 'kaybeden' türlerin bıraktığı ekolojik rolleri tam olarak doldurması pek olası değil. Bu durum, yaşam destek sistemlerimizi dengede tutan karmaşık etkileşim ağlarında daha fazla aksamaya yol açıyor.

Geçmişe yönelik böcek popülasyonlarındaki azalmaları gösteren kanıtlar da giderek artıyor. Örneğin, son bir çalışma, insanların Fiji'ye ilk geldiği 3.000 yıl öncesinden bu yana karıncalardaki düşüşü inceliyor. Evrimsel biyologlar, geçmişteki böcek popülasyonlarını tahmin etmenin zor olduğunu, çünkü istisnalar dışında, popülasyonların zaman içinde doğrudan izlenmediğini belirtiyor. Ancak müzelerde toplanan örneklerin genetik analizleri sayesinde topluluk düzeyindeki değişimlerin yeniden yapılandırılabildiği anlaşıldı. Bu analizler, Fiji'ye özgü karınca türlerinin %79'unun popülasyonlarında bir düşüş yaşadığını, buna karşılık istilacı türlerin sayısında ise patlama yaşandığını ortaya koydu.

Dünya'nın biyokütlesindeki bu değişimin zincirleme etkisi, kuş popülasyonlarını, kertenkeleleri ve kurbağaları tanımlayan verilerde de görülüyor.

Uzmanlar, küresel ölçekte birçok böcek popülasyonunda sürekli azalmalar olduğunu gösteren yüzlerce hakemli çalışma olduğunu belirtiyor. Bu durum, böcek biyoçeşitliliği krizi konusunda uzmanlar arasında bir fikir birliği olduğunu ortaya koyuyor. Ve yapılan yeni çalışma, bu krizin uzak bölgelerde de yaşandığını düşündürüyor.

Bir zoolog, böcekler olmadan tüm memelilerin, sürüngenlerin, kuşların ve hatta insanların öleceğini vurguluyor. Diğer canlıları, yani bizi bile korumak istiyorsak, böcekleri korumamız gerektiğini belirtiyor.

Önceki Haber
Laboratuvarda Yetiştirilen Mini Beyinler Bilinç Kazanabilir mi? Etik Tartışma Başladı!
Sıradaki Haber
MSI'dan Oyun Canavarı: MPG Infinite Z3 X3D Piyasaya Sürüldü!

Benzer Haberler: