1812'de Rusya'dan geri çekilen Napolyon ve ordusu, azalan erzak ve Rus direnişinin şiddeti karşısında ne kadar büyük bir felaketle yüzleşeceklerini bilmiyorlardı.
Rusya'dan çekilirken, 600.000 kişilik ordunun yarısından fazlası kışın zorlu koşulları, açlık ve hastalıkların pençesinde can verdi. Yeni bir araştırma, bu zayıflamış güçleri tüketen patojenleri ortaya çıkardı.
Fransa'daki Institut Pasteur'dan metagenomik araştırmacısı Nicolás Rascovan, "Bugünün teknolojisini 200 yıldır gömülü kalmış bir şeyi tespit etmek ve teşhis etmek için kullanmak heyecan verici," diyor.
O dönemdeki doktorlar, ateş, baş ağrısı ve döküntü gibi belirtilerle karakterize olan tifoyu belgelemişlerdi. Ancak araştırmacılar, hastalığa neden olan Rickettsia prowazekii bakterisine ait herhangi bir iz bulamadılar.
Bunun yerine, 13 askerin dişlerinden alınan antik DNA'nın analizi sonucunda, askerlerin Salmonella enterica türünden kaynaklanan paratifo ve vücut bitleriyle bulaşan relapsing ateşe (tekrarlayan ateş) yakalandıklarına dair kanıtlar bulundu. Vücut bitleriyle bulaşan bu relapsing ateş, bireyleri ciddi şekilde zayıflatabiliyordu.
Bilim insanları, analizlerinin tifoyu tespit etmemiş olmasının, tifonun askerlerin kayıplarına katkıda bulunmadığı anlamına gelmediği konusunda uyarıyor. Çünkü örnekler yalnızca 13 bireyden alındı. 2001 yılında Litvanya'nın Vilnius kentinde bulunan toplu mezarlarda 3.000'den fazla beden yatıyor.
Bazı araştırmacılar, tarihi belirtilerle uyumlu olan tifus gibi çeşitli hastalıkların öne çıktığını belirtiyor.
Erkeklerin birçoğu üniformaları ve atlarıyla birlikte gömülmüş. Silahların yokluğu, bu kişilerin savaşta ölmediğini gösteriyor.
Araştırmacılar, "Daha fazla sayıda örneğin analizi, Napolyon ordusunu Rusya'dan çekilirken etkileyen salgın hastalıkların tüm yelpazesini tam olarak anlamak için gereklidir," diye yazıyorlar.
Bulgulara göre, bu askerlerin ölümüne yol açan makul senaryo, yorgunluk, soğuk ve paratifo ile bit salgını relapsing ateşi gibi çeşitli hastalıkların bir kombinasyonu olarak öne çıkıyor.
Bu bulgular Current Biology dergisinde yayımlandı.
