Vücudumuzun bir bölgesindeki sağlık sorunları, sıklıkla diğer bölgeleri de etkileyebiliyor. Yapılan yeni bir araştırma, diş eti hastalıkları ile beyindeki beyaz madde hasarı arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Beyaz madde, merkezi sinir sisteminde sinyallerin iletilmesinden sorumlu kritik bir bölgedir.
Bu bulgular henüz kesin olmasa da, ağızdaki kronik iltihabın beyne de zarar verebileceği fikrini destekliyor. Dahası, iyi ağız hijyeni uygulamalarının sadece diş ve diş etleri için değil, aynı zamanda beyindeki beyaz madde sağlığı için de faydalı olabileceği düşünülüyor.
Güney Carolina Üniversitesi'nden bir ekip tarafından yürütülen araştırmanın arkasındaki bilim insanları, özellikle beyaz madde hiperintensiteleri (WMH) üzerine odaklandılar. WMH'ler, beynin kan damarlarını etkileyen ve felç ile bilişsel gerileme riskini artıran serebral küçük damar hastalığının (CSVD) önemli göstergeleridir.
Araştırmacılar, 1.143 yetişkin katılımcının diş muayeneleri ve beyin taramalarını incelediler. Sonuçlar, diş eti hastalığı veya periodontal hastalığı olan katılımcılarda (grubun 800'ü), beyin hacminin ortalama %2.83'ünü oluşturan WMH'lerin, diş eti hastalığı olmayanlara göre (ortalama %2.52) daha yüksek bir hacme sahip olduğunu ortaya koydu.
Bu sağlık durumlarını etkileyebilecek diğer faktörler göz önüne alındığında bile, diş eti hastalığı olan kişilerin en fazla beyaz madde hasarını gösteren katılımcı alt kümesinde yer alma olasılığının %56 daha fazla olduğu belirlendi.
Bu durum doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi kurmasa da, bulgular daha fazla araştırmayı teşvik edecek kadar dikkat çekici. Uzmanlar, diş eti hastalığının önlenebilir ve tedavi edilebilir olduğunu vurguluyor. Eğer gelecekteki çalışmalar bu bağlantıyı doğrularsa, ağız iltihabını hedefleyerek serebral küçük damar hastalığını azaltmak için yeni bir yol açılabilir.
CSVD ile ilişkilendirilmesinin yanı sıra, WMH'ler yaşla birlikte de artış gösterebilir. Beyindeki altta yatan hasarları işaret ettiği düşünülen bu durumlar, denge, hafıza ve muhakeme gibi yetenekleri etkileyebilir.
Bunun diş eti hastalığı tarafından nasıl tetiklenebileceği tam olarak anlaşılamamış olsa da, vücudun kendini korumak için aşırı tepki veren bağışıklık sisteminin yol açtığı kronik iltihabın, farklı rahatsızlıklar ve vücut bölgeleri arasında yayılabileceğine dair giderek artan kanıtlar bulunuyor.
Aynı araştırmacılardan bazıları tarafından yakın zamanda yayınlanan bir başka çalışma, hem diş eti hastalıkları hem de diş çürüklerinin daha yüksek felç riski ile ilişkili olduğunu bulmuştu. Bu bağlantılar, ağız sağlığının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
ABD'deki yetişkinlerin neredeyse yarısının bir tür diş eti hastalığına sahip olduğu düşünüldüğünde, bu sorunun ele alınması genel sağlık üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir. Bununla birlikte, araştırmacılar kan damarı sağlığı için ortak risk faktörlerinin hem diş etlerini hem de beyni etkileyebileceği olasılığını da dile getiriyor.
Uzmanlar, bu ilişkinin anlaşılması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtirken, ağız sağlığının korunmasının daha sağlıklı bir beyni destekleyebileceğine dair artan kanıtlara bu bulguların eklendiğini ifade ediyor.
