Dünya genelinde diş hekimliği uygulamalarını değiştirecek önemli bir gelişme yaşandı. Ülkeler, diş dolgularında kullanılan cıva bazlı amalgamların kullanımını 2034 yılına kadar aşamalı olarak sonlandırma konusunda anlaştı. Bu karar, insan sağlığını ve çevreyi cıva kirliliğinden korumayı amaçlayan uluslararası bir anlaşma kapsamında alındı.
Cenevre'de düzenlenen bir konferansta, cıva kirliliğiyle mücadele anlaşmasının imzacısı olan ülkeler, diş dolgularında kullanılan cıva amalgamlarına veda etme kararı aldı. Konferansın kapanış bildirisinde, "Diş dolgusu amalgama kullanımının 2034'e kadar sona erdirilmesi, cıva kirliliğinin azaltılmasında tarihi bir dönüm noktasıdır." ifadesi yer aldı.
Dünya Sağlık Örgütü, cıvayı halk sağlığı açısından en büyük endişe kaynağı olan 10 kimyasaldan biri olarak kabul ediyor ve "insan sağlığı için zehirli" olarak tanımlıyor. Bazı ülkeler, 175 yılı aşkın süredir yaygın bir dolgu malzemesi olan cıva amalgamının kullanımını zaten yasaklamıştı.
Cıva Kirliliğine İlişkin Minamata Sözleşmesi, insan sağlığını ve çevreyi cıva ve cıva bileşiklerinin olumsuz etkilerinden korumaya yönelik uluslararası bir anlaşmadır. 2013 yılında kabul edilen ve 2017'de yürürlüğe giren bu sözleşmeye 150'den fazla ülke taraf bulunuyor. Bu hafta düzenlenen konferansta, taraflar "2034 yılına kadar diş dolgusu amalgamının küresel olarak aşamalı olarak kaldırılmasını öngören değişiklikleri" kabul etti.
Konferansın kapanış bildirisinde, "Bu bilime dayalı, zamanı belirlenmiş anlaşma, diş hekimliğinde cıva kullanımının tamamen ortadan kaldırılmasına ve tüm toplumlar için daha güvenli bir geleceğe doğru kararlı bir adımdır." denildi.
Afrika Girişimi
Sözleşme, imzacılara cıva bazlı diş dolgularının kullanımını aşamalı olarak sonlandırmak için önlemler alması gerektiğini zaten belirtiyordu. Ancak, bir grup Afrika ülkesi, 2030'dan itibaren üretim, ithalat ve ihracat yasakları için bir son tarih belirlemek istedi.
Konferansın açılışında, ABD Sağlık Bakanı, cıvanın "pillerde, reçetesiz satılan ilaçlarda ve makyaj malzemelerinde tehlikeli" kabul edilirken, diş dolgularında neden kabul edilebilir olduğunun sorgulanması gerektiğini belirtti. "Dünya genelindeki hükümetlerin hala sağlık hizmetlerinde cıva bazlı bileşiklere izin vermesi affedilemez ve güvenli alternatifler mevcut." dedi.
İran ve Hindistan gibi bazı ülkeler ile İngiltere, 2030'a kadar aşamalı bir kaldırılma fikrine karşı çıktı ve bunun çok erken olduğunu savundu. Ancak ülkeler bir araya gelerek 2034'e kadar aşamalı bir kaldırılma konusunda anlaştı.
Sözleşmenin yürütme sekreteri, "Cıva tarihi kitabının bir başka bölümünü yeni açtık. Cıva kirliliği bir musibettir. Ancak birbirimizi anlayarak ve farklılıklarımızı köprüleyerek, her yerdeki insanların hayatında fark yaratabiliriz." dedi.
Avrupa Birliği temsilcisi, kararı "cıvayı tarihe karıştırmada önemli bir dönüm noktası ve küresel insan sağlığı ve çevre için kalıcı faydalar sağlayacak bir adım" olarak nitelendirdi. Latin Amerika ve Karibe ülkeleri adına konuşan Meksika ise bunu "cıvadan arınmış bir geleceğe yönelik iddialı ama gerçekçi bir adım" olarak değerlendirdi.
Cilt Beyazlatıcı Kozmetikler
Konferansta genel olarak, insan sağlığını ve çevreyi cıva kirliliğinden daha iyi korumayı amaçlayan 21 karar kabul edildi. Ülkeler ayrıca, kaçak ticareti sınırlayarak ve uygulamaları güçlendirerek cıva içeren cilt beyazlatıcı kozmetiklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çabaları artırma konusunda da anlaştı.
Kozmetik ürünlere eklenen cıvanın melanin üretimini baskılayarak cildi aydınlattığı, ancak bu sürecin kalıcı olmadığı ve sağlığa zararlı olduğu belirtildi. Konferansta, bu tür ürünlerin satışlarının, özellikle çevrimiçi ortamda arttığı bilgisi paylaşıldı.
Ülkeler ayrıca küçük ölçekli altın madenciliğinde cıva kullanımından uzaklaşma ve PVC plastiğin ana bileşeni olan vinil klorür monomeri (VCM) üretimi için cıvasız katalizörlerin fizibilitesi konularında da ilerleme kaydediyor.
Konferans başkanı, "İddialı yeni hedefler belirledik ve cıvayı biraz daha geride bıraktık." açıklamasında bulundu.