Türkiye'de de benzer sorunların yaşandığı düşünüldüğünde, yurt dışında yapılan yeni bir araştırma, genç sürücülerin direksiyon başında telefon kullanımının endişe verici boyutlara ulaştığını ortaya koydu. Binden fazla genç sürücüyle gerçekleştirilen anket, sürüş süresinin ortalama %21'inin telefon ekranına bakarak geçtiğini gösteriyor. Bu oran, birçok ülkede genç sürücüler için her türlü telefon kullanımının yasaklanmasına rağmen oldukça yüksek.
Bilim insanları tarafından yürütülen bu kapsamlı araştırma, ilk aşamada liseli 20 sürücüyle yapılan derinlemesine mülakatlarla başladı. Bu mülakatlar, gençlerin direksiyon başındaki davranışlarına, sosyal normlara ve algılanan davranış kontrolüne dair önemli bilgiler sağladı. Özellikle büyük şehirler dışındaki bölgelerden seçilen katılımcılar, araç kullanımının daha yaygın olduğu genç popülasyonu temsil ediyordu.
Bu ilk gruptaki gençlerin yaklaşık %70'i, araç kullanırken telefonlarına baktığını itiraf etti. Bu tehlikeli dikkatsizliğin en yaygın nedeni ise şaşırtıcı olmayan bir şekilde eğlence (%65) oldu. Eğlenceyi, mesajlaşma (%40) ve navigasyon (%30) takip etti.
Genç sürücüler, telefon kullanımlarını genellikle "aile ve arkadaşlarla iletişim kurma", "üretken olma" ve "sürüş sırasında eğlenme" gibi nedenlerle açıkladı. Kaza riskinin ve görüş mesafesi azalmasının farkında olmalarına rağmen, telefonlarını erişilemeyecek bir yere koymanın, eller serbest modunu kullanmanın ve iyi dinlenmiş olmanın davranışlarını kontrol etmelerine yardımcı olduğunu düşündüler.
Katılımcılar, hayatlarındaki önemli kişilerin dikkatleri dağılmış bir şekilde araç kullanmalarını istemeyeceklerini kabul etseler de, arkadaşlarının ve ailelerinin de benzer davranışlarda bulunduğuna inandıklarını belirttiler. Bu durum, söz konusu davranışın toplumda ne kadar yaygınlaştığını ve normalleştiğini gözler önüne seriyor.
Mülakatlardan elde edilen veriler ışığında, araştırmacılar 38 soruluk bir anket hazırlayarak genç sürücülere uyguladı. İşte bu aşamada, genç sürücülerin yolculuk sürelerinin ortalama %21.1'ini telefon ekranına bakarak geçirdiği tespit edildi. Bu bakışların yaklaşık %26.5'inin iki saniyeden daha uzun sürdüğü tahmin ediliyor ki, bu süre sürücüleri kaza riskini 5.5 kat artıran kritik bir eşik olarak kabul ediliyor.
Çalışmanın yürütücülerinden bir bilim insanı, genç sürücülerin GPS gibi akıllı telefon özelliklerinin avantajlarını fark etseler de, dikkat dağıtıcı sürüşle ilişkili artan kaza riskini de anladıklarını belirtiyor. Uzman, "Rahatsız Etme" modunu kullanmaya teşvik etmenin, telefonları erişilemeyecek bir yerde tutmanın ve gençlerin yeterli uyku almasını sağlamanın bu tehlikeli davranışı azaltmak için etkili stratejiler olduğunu ekliyor.
Telefon kullanımına getirilen genel yasakların tek başına yeterli bir çözüm olmadığı açıkça görülüyor. Araştırma ekibi, gençlerde dikkat dağıtıcı sürüşün ciddi sorununu ele almak istiyorsak, bu riskli davranışa yol açan ‘yatkınlaştıran, pekiştiren ve olanak sağlayan faktörleri’ anlamanın hayati önem taşıdığına inanıyor.
Anketin sonuçları her ne kadar tüm dünya nüfusunu temsil etmese de, bu endişe verici tablo yollarımızı daha güvenli hale getirmek için bazı pratik yaklaşımlara işaret ediyor. Örneğin, gençlerin en güçlü inançlarından biri, dikkat dağıtıcı sürüşün kendilerine "üretken olma" yeteneği sağladığıydı. Ekip, bu inancı çürütecek kampanyaların etkili bir yaklaşım olabileceğini öne sürüyor.
Uzmanlar, dikkat dağınıklığıyla araç kullanmanın ciddi bir halk sağlığı tehdidi olduğunu ve özellikle genç sürücüler arasında endişe verici boyutlara ulaştığını vurguluyor. Dikkati dağılmış bir şekilde araç kullanmak sadece sürücüyü yaralanma veya ölüm riskiyle karşı karşıya bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda yoldaki diğer herkesi de bir kazanın tehlikesine atıyor.
Bu araştırma, trafik güvenliği alanında önde gelen bilimsel dergilerden birinde yayımlandı.