Ara

Dev Moa Kuşunu Yeniden Canlandırmak Mümkün mü? Bilim İnsanları Şüpheci Yaklaşıyor

Nesli tükenmiş dev moa kuşlarını (Dinornis robustus) geri getirme planları, bilim camiasında heyecan yaratırken uzmanlar bu projenin oldukça zorlu olacağı konusunda uyarıyor. Teksas merkezli Colossal Biosciences adlı bir biyoteknoloji şirketi, daha önce de soyu tükenmiş olan kılıç dişli kurtları (dire wolf) yeniden hayata döndürme iddiasıyla gündeme gelmişti. Şimdi ise hedefinde, 10 yıl içinde dev moa kuşlarını yeniden canlandırmak var.

Colossal Biosciences, ünlü yönetmen Sir Peter Jackson ve yerli halklarla iş birliği yaparak 3.6 metreye ulaşabilen Güney Adası dev moa'larını ve diğer moa türlerini geri getirmeyi amaçlıyor. Bu dev, uçamayan kuşlar, yaklaşık 600 yıl önce erken Maoriler tarafından avlanarak yok edilmişti. Projenin koordinasyonu, Yeni Zelanda'nın Güney Adası'ndaki en büyük Maori kabilesi Ngāi Tahu ile Canterbury Üniversitesi arasında kurulan Ngāi Tahu Araştırma Merkezi tarafından yürütülecek. Bu girişim, Maorilerin geleneksel bilgilerini, yaban hayatı koruma çalışmalarını ve genetik mühendisliğiyle nesli tükenmiş türleri yeniden canlandırma çabalarını bir araya getirmeyi hedefliyor.

Ancak bu çaba şimdiden eleştirilere neden oldu. Bazı Maorilerin nesli tükenmiş türlerin yeniden canlandırılmasına karşı çıktığı belirtilirken, birçok bilim insanı da genetik olarak değiştirilmiş canlıların kayıp türleri tam olarak geri getiremeyeceği görüşünde. Bu bilimsel eleştiriler, Colossal Biosciences'in yaklaşık 10.000 yıl önce nesli tükenen kılıç dişli kurtları geri getirme planı açıklandığında da dile getirilmişti.

Colossal'ın “kılıç dişli kurtları”, genetik olarak üzerinde 20 farklı değişiklik yapılmış gri kurtlardan (Canis lupus) oluşuyor. Şirket, bu kurtların daha büyük boyut ve beyaz tüy gibi kılıç dişli kurt genomunda görülen bazı özellikleri taşıdığını savunsa da, genetik olarak büyük ölçüde hala gri kurtlar oldukları belirtiliyor. Moa projesinde de benzer bir durumun yaşanacağı, canlı bir hayvanın genetik olarak değiştirilerek moa özelliklerine kavuşturulmasının hedeflendiği ancak bu süreçte moa’ların evrimsel geçmişinin daha karmaşık olduğu ifade ediliyor.

Moa kuşlarının en yakın akrabaları, Güney Amerika kökenli tinamular olarak biliniyor. Ancak en büyük tinamu türü bile, Güney Adası dev moa'ları ile karşılaştırıldığında oldukça küçük kalıyor. Moa'lara fiziksel olarak daha yakın olan Avustralya emuları da, dev moa'lar kadar büyük olamasalar da (ortalama 1.75 metre boyunda), evrimsel olarak oldukça uzun zaman önce moa'lardan ayrılmış durumda. Moa ve tinamuların ortak atasının 58 milyon yıl, moa ve emuların ortak atasının ise 65 milyon yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor. Bu durum, moa’ların kendine özgü özelliklerini geliştirmesi için çok daha fazla zaman tanıdığı anlamına geliyor.

Bilim insanları, moa’ların ve emuların uçma yeteneğini kaybetmesinin “yakınsak evrim” adı verilen bir süreçle gerçekleştiğini belirtiyor. Bu, farklı canlıların benzer çevresel baskılara uyum sağlayarak benzer özellikleri geliştirmesi anlamına geliyor. Ancak bu durum, genetik mühendisliğiyle moa’ları yeniden yaratma çabasında bir zorluk teşkil ediyor. Uzmanlar, bir emunun genlerinde moa’ya benzer özellikler kazandırmak için yapılacak genetik değişikliklerin, bu evrimsel ayrılıklar nedeniyle beklenmedik gelişimsel sonuçlara yol açabileceğini söylüyor.

Colossal Biosciences, proje kapsamında üzerinde çalışılan canlı hayvanların sağlığı ve refahının öncelikleri arasında olduğunu belirtiyor. Şirket yetkilileri, genetik değişiklikler öncesinde olası sağlık risklerinin titizlikle değerlendirildiğini ifade ediyor.

Şirketin planı, nesli tükenmiş tüm moa türlerinin genomlarını dizileyip yeniden oluşturmak ve aynı zamanda en yakın akrabalarının yüksek kaliteli genomlarını da incelemek. Bu çalışmalar sayesinde moa’ların devasa boyutları ve kanatsız yapıları gibi benzersiz özelliklerine yol açan genetik değişiklikler belirlenecek. Ardından, canlı türlerden alınan ve sperm veya yumurta hücrelerine dönüşebilen primordial germ hücreleri kullanılarak moa özelliklerine sahip kuşlar oluşturulacak. Bu süreç için hem erkek hem de dişi taşıyıcı kuşlara ihtiyaç duyulacak.

Colossal'ın internet sitesine göre emuların daha büyük boyutları, onları tinamalara göre daha uygun taşıyıcılar haline getiriyor. Ancak bu aşamada henüz taşıyıcı tür seçimi konusunda çalışmalar devam ediyor. Emuların 12 cm uzunluğunda ve 9 cm genişliğinde yumurtaları bulunuyor. Buna karşılık Güney Adası dev moa’larının yumurtaları yaklaşık 24 cm’ye 17.8 cm boyutlarındaydı. Uzmanlar, dev moa yumurtasının bir emu taşıyıcıya sığmayacağını, bu nedenle şirketin yapay yumurta teknolojisi geliştirmesi gerekeceğini belirtiyor.

Şirket, yapay yumurta kuluçka yöntemleri üzerinde çalıştıklarını ve bu teknolojinin hem moa neslinin yeniden canlandırılması hem de kuşların korunması çalışmalarında kullanılabileceğini ifade ediyor.

Önceki Haber
Subnautica 2 Gecikmesinin Ardında Mı KrafTon'un Gizli Oyunu Var? 250 Milyon Dolarlık Bonus İddiası!
Sıradaki Haber
Polonya'da Bir Kale Hendeginde 600 Yıllık 'Dük' Değerinde' Ametist Bulundu

Benzer Haberler: