Ara

Dev Hissede Milli Güvenlik: HPE’nin Juniper Satın Almasına Beyaz Saray’dan Onay!

Hewlett Packard Enterprise (HPE) tarafından Ocak 2024'te duyurulan ve 14 milyar dolarlık Juniper Networks satın alma girişimi, teknoloji dünyasında şirketin portföyünü genişletme ve buluttan kenara uzanan ağ altyapısını güçlendirme hamlesi olarak görülmüştü. Ancak kulislerde bu devasa birleşmenin ardında çok daha derin stratejik hamleler olduğu konuşuluyordu.

Yapılan son haberlere göre, ABD Adalet Bakanlığı (DOJ) içerisinde bu anlaşmanın rekabeti olumsuz etkileyebileceği yönünde ciddi tartışmalar yaşanmış. Ancak kaynaklar, üst düzey Beyaz Saray ve istihbarat yetkililerinin müdahale ederek, ulusal güvenlik çıkarlarının antitröst itirazlarının önüne geçtiğini vurguluyor.

Bu müdahalenin ardından, Adalet Bakanlığı geçen hafta anlaşmayı büyük kısıtlamalar olmaksızın onayladı. Ancak yaşanan iç çekişmeler sırasında, anlaşmaya şüpheyle yaklaşan en az iki Adalet Bakanlığı çalışanının görevden uzaklaştırıldığı iddiaları, bu sürecin sadece bir düzenleyici onaydan çok daha fazlası olduğunu gösteriyor.

Bu birleşme, iki eski teknoloji firması arasındaki sıradan bir satın almadan öte. HPE ve Juniper'in ağ teknolojileri alanında güçlü yanları bulunsa da, bu anlaşmanın temelinde ABD altyapısını, ulusal güvenlik yetkililerinin Çin merkezli ağ teknolojilerinden kaynaklanan bir tehdit olarak gördüğü duruma karşı konumlandırma stratejisi yatıyor. Yetkililer, Çinli şirketlerin küresel altyapıdaki hakimiyetinin ticari bir konu olmaktan çok, stratejik bir zafiyet oluşturduğu görüşünde.

Birçok gelişmekte olan ülke için Huawei'nin entegre ekosistemi; ağ donanımı, bulut hizmetleri ve yapay zeka destekli yönetim yazılımlarını Batılı rakiplerine kıyasla çok daha uygun maliyetlerle sunuyor. Washington'ın endişesi ise, ABD'li teknoloji firmalarının tek başına rekabet etmesi durumunda Huawei'nin ölçeğine yetişemeyeceği ve dijital altyapıdaki Amerikan etkisinin giderek aşınacağı yönünde.

İşte bu noktada HPE ve Juniper birleşmesi devreye giriyor. Juniper'in taşıyıcı sınıf yönlendirme ve yapay zeka tabanlı ağ otomasyonundaki gücü, HPE'nin kurumsal pazar hakimiyeti ve büyüyen bulut varlığı ile birleşince, ortaya Huawei'ye benzer dikey entegre bir teknoloji yığını çıkıyor. Bu yığının, özellikle hassas veri akışına sahip ABD müttefikleri ve sektörler hedeflenerek sunulması planlanıyor. Bu anlaşmanın, ABD'nin partner ülkeleri telekom ve bulut alanlarında Çin teknolojilerinden uzaklaşmaya teşvik ettiği bir dönemde tamamlanması da dikkat çekici.

Adalet Bakanlığı, bu kararı kolay almamış. Bakanlığın antitröst birimi başlangıçta, bu konsolidasyonun kurumsal ağ ve kenar altyapısı pazarındaki rekabeti azaltabileceği endişesini taşımıştı. Ancak istihbarat toplumu ve üst düzey Beyaz Saray yetkilileriyle yapılan görüşmelerin ardından, odak noktası pazar yoğunluğundan ulusal güvenliğe kaydı.

Bu karara karşı çıkan iki Adalet Bakanlığı yetkilisinin süreçte görevden alındığı bilgisi, siyasi ve stratejik değerlendirmelerin ne kadar ağırlık taşıdığını gözler önüne seriyor. Yürütme organından gelen mesaj net: Düzenleyici engeller, Huawei'nin küresel dijital altyapıdaki liderliğine karşı koymanın önüne geçmemeli.

Bu durum, geleneksel antitröst argümanlarının giderek jeopolitik stratejiler lehine geri plana itildiği daha geniş bir eğilimin yansıması. Bu eğilimi daha önce yarı iletken sektöründe CHIPS Yasası ile görmüştük, şimdi ise ağ teknolojilerine kadar uzanıyor. HPE-Juniper birleşmesi, bir büyüme hikayesi veya gelir sinerjisi oyunu olarak değil, bir zorunluluk olarak sunuluyor. Batılı teknoloji firmalarının sadece ayakta kalmasını değil, küresel altyapı hakimiyetinin giderek yumuşak güç ve ulusal kaldıraçla bağdaştığı bir dünyada söz sahibi olmasını sağlamak...

Başarıyla uygulanırsa, bu birleşme ABD'ye, özellikle Güneydoğu Asya ve Doğu Avrupa gibi dost ama savunmasız pazarlarda Huawei tekliflerine daha güvenilir bir alternatif sunabilir. Nihayetinde, başarı sadece konsolidasyondan daha fazlasına bağlı. HPE ve Juniper'in yol haritalarını birleştirmesi, örtüşen ürünleri düzene sokması ve birleşik teknoloji yığınını sadece kağıt üzerinde değil, maliyet, performans ve yönetilebilirlik açısından cazip hale getirmesi gerekiyor. Bu zorlu bir görev, ancak bu durumda Washington, denememenin daha riskli olacağına karar vermiş gibi görünüyor.

Önceki Haber
Deprem ve Tsunami Uyarısı Elden Ring Güncellemesini Geciktirdi: Oyuncular Bekleyecek
Sıradaki Haber
Micron'dan Çığır Açan PCIe 6.0 SSD: Saniyede 28.000 MB Okuma Hızı ve 245 TB Kapasiteli Model Geliyor!

Benzer Haberler: