1835 yılından bu yana dünya genelinde inşa edilen binlerce dev barajın, gezegenimizin kutup noktalarında beklenmedik kaymalara neden olduğu ortaya çıktı. Yeni bir bilimsel araştırma, insan faaliyetlerinin Dünya'nın doğal dengesi üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.
Bilim insanları, büyük barajların depoladığı muazzam su kütlelerinin, küresel ölçekte kütle dağılımını yeniden düzenlediğini tespit etti. Bu durum, Dünya'nın kabuğunun, gezegenin orta katmanı olan eriyik haldeki manto üzerinde kaymasına yol açıyor. Araştırmacılar, kabuk üzerindeki kütle değişimlerinin kutup noktalarının konumunu da etkilediğini belirtti.
Araştırma yazarları, yayımlanan çalışmada, "Dünya'nın içinde veya yüzeyindeki herhangi bir kütle hareketi, dönme ekseninin kabuğa göre yönünü değiştirir; bu sürece gerçek kutup kayması denir" ifadelerini kullandı. Bilim dünyası, büyük hacimli suların yer değiştirmesine neden olan insan faaliyetlerinin kutup kaymalarını tetikleyebileceğini zaten biliyordu. Daha önceki çalışmalar, iklim değişikliğine bağlı dramatik buz erimelerinin ve yeraltı suyu çekimlerinin de kutup kaymalarına yol açtığını göstermişti.
Bu yeni araştırma kapsamında, bilim insanları 1835 ile 2011 yılları arasında inşa edilen 6.862 barajın Dünya'nın kutupları üzerindeki etkilerini mercek altına aldı. Daha önce yayınlanmış bir veri tabanından faydalanan ekip, bu barajlarda tutulan su hacminin küresel deniz seviyelerinde 23 milimetrelik bir düşüşe neden olduğunu belirtmişti.
Yapılan son çalışmaya göre, barajlarda su depolamanın incelenen dönem boyunca Dünya'nın kutuplarını toplamda 1.1 metre hareket ettirdiği ortaya çıktı. Çalışmanın baş yazarı olan uzmanlar, "Barajlarda suyu hapsettiğimizde, bu sadece okyanuslardan suyu alarak küresel deniz seviyesinde düşüşe yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda dünya genelindeki kütle dağılımını da farklı bir şekilde yeniden düzenliyor" açıklamasını yaptı.
Bilgisayar hesaplamaları ve modellemelere dayanan sonuçlar, inceleme dönemi içinde iki belirgin kutup kayması aşaması gösterdi. İlk aşama, 1835'ten 1954'e kadar Kuzey Amerika ve Avrupa'daki büyük ölçekli baraj inşalarını yansıtıyor. Bu dönemde Kuzey Kutbu, doğu 103. meridyene doğru 20 santimetre yaklaştı. İkinci aşama ise, 1954'ten 2011'e kadar Doğu Afrika ve Asya'daki yoğun baraj inşalarını kapsıyor. Bu barajlar, Kuzey Amerika ve Avrupa'dakilere göre gezegenin zıt taraflarına kütle ekleyerek, Kuzey Kutbu'nun konumunda batı 117. meridyene doğru 57 santimetrelik bir kaymaya neden oldu. Kutup kaymasının doğrusal olmadığı, aksine dalgalı bir çizgi şeklinde ilerlediği belirtiliyor.
Araştırmacılar, kutupların konumundaki bu değişikliklerin Dünya'nın genel süreçleri üzerindeki etkisinin nispeten küçük olduğunu, ancak deniz seviyeleri üzerindeki etkisinin önemli olduğunu vurguladı. "Kutup toplamda yaklaşık bir metre kaydı diye yeni bir buzul çağına girmeyeceğiz, ancak bunun deniz seviyesi için önemli etkileri var" ifadelerini kullandılar.
Elde edilen bulgular, bilim insanlarının gelecekteki deniz seviyesi yükseliği projeksiyonlarında barajları dikkate alması gerektiğini gösteriyor; zira barajlar, okyanuslara ulaşması gereken büyük miktarda suyu tutuyor. 20. yüzyılda küresel deniz seviyeleri 12 ila 17 santimetre arasında yükseldi. Bu su miktarının yaklaşık dörtte birinin barajlarda tutulduğu belirtiliyor. Uzmanlar, dünyanın neresinde olduğunuza bağlı olarak barajların deniz seviyelerini etkileyebileceğini ve bu değişikliklerin oldukça büyük ve önemli sonuçlar doğurabileceğini ekledi.