Ara

Demanstan Korunmanın Yeni Yolu: Zamansal Eşitsizliğe Dikkat!

Hiç kendinize 'boş zamanım ne zaman?' diye sorduğunuz oldu mu? Yeni bir araştırmaya göre, azalan serbest zaman veya 'zamansal eşitsizlik', demans riskini artırıyor olabilir.

Avustralya'daki Yeni Güney Galler Üniversitesi'nden (UNSW) araştırmacılar, beyin sağlığımız için zaman ayırmanın önemini vurgulayan bir makale yayımladılar.

Beyin sağlığımızı korumak için birçok şeye zaman ayırmamız gerekiyor: Yeterli uyku almak, sağlıklı beslenmek için taze gıda satın almak ve düzenli sosyalleşmek gibi faaliyetler, iş, seyahat ve eğlence gibi günlük taleplerle yarışıyor.

Bu yaşam tarzı faktörlerinin birçoğunun, demans geliştirme olasılığımızla da bağlantılı olduğu düşünülüyor. Yalnızlık hissi, ne kadar fast food tükettiğimiz, uyku kalitemiz, egzersiz seviyemiz ve hatta ağız hijyeni rutinlerimiz bile bu risk faktörleri arasında yer alıyor.

Araştırmacılar, dünya genelindeki demans vakalarının %45'ine kadarının, değiştirilebilir risk faktörleri ortadan kaldırılırsa önlenebileceğini belirtiyor. Ancak birçok insan egzersiz yapmak, yeterince dinlenmek, sağlıklı beslenmek veya sosyal bağlarını korumak için yeterli zamana sahip değil.

Bu zaman eksikliği, 'zaman yoksulluğu' olarak adlandırılıyor ve demans riskini azaltmanın önündeki gizli bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Başka bir deyişle, demans riskini azaltmaya yönelik adımlarımız, modern yaşamın getirdiği iş, aile bakımı ve diğer zorluklar nedeniyle sıklıkla sekteye uğruyor.

Araştırmacılar, bazı demografik grupların diğerlerinden daha az zamana sahip olduğunu da vurguluyor. Kadınlar dünya genelinde bakım görevlerinin çoğunu üstlenirken, düşük gelirli bireyler genellikle daha uzun veya daha düzensiz saatler çalışmak zorunda kalıyor.

Araştırmacılara göre, sağlıklı kalmak için beyin bakımı için günde yaklaşık 10 saat harcamamız gerekiyor. Bu, yeterli uyku almak, iyi beslenmek, sosyalleşmek ve egzersiz yapmak anlamına geliyor.

Ancak, mevcut koşullar altında bu, özellikle dezavantajlı veya bakım görevlerini üstlenenler için mümkün değil. Bu nedenle, demansın önlenmesi konusunda ciddiyssek, zaman yoksulluğuyla mücadele etmek şart.

Çözümler, çocuk bakımı iyileştirmeleri, daha esnek çalışma düzenlemeleri (örneğin dört günlük çalışma haftaları), gelişmiş toplu taşıma ağları ve 'bağlantıyı kesme hakkı' gibi toplumsal desteklerin karmaşık bir karışımını gerektiriyor.

Bu zorlu bir mücadele. Ancak araştırmacılar, gerekli adımlar atılmazsa demans oranlarının artmaya devam edeceğini savunuyor. Ve halk sağlığında sıkça olduğu gibi, en büyük yükü en dezavantajlılar taşıyacak.

Beyin sağlığı politikaları ve araştırmaları, büyük ölçüde bireysel davranış değişikliğine odaklandı. Ancak insanlar bu önerileri uygulamak için zamansal kaynaklara sahip olmadıkça, en çok ihtiyacı olanları geride bırakma riskiyle karşı karşıyayız. Tıpkı hükümetlerin gelir eşitsizliğine karşı harekete geçtiği gibi, zamansal eşitsizliğe de harekete geçmeliyiz.

Araştırma, The Lancet Healthy Longevity adlı dergide yayımlandı.

Önceki Haber
Şempanzeler Düşüncelerini Gözden Geçiriyor: Yeni Araştırma Metakognisyon Yeteneklerini Ortaya Koyuyor
Sıradaki Haber
Nexperia Çip İhracatı Yeniden Başlıyor: Çin'den Gelen İzin Şartları Belirlendi

Benzer Haberler: