Evrenin derinliklerinde, Güneş'in sadece beşte biri büyüklüğünde minicik bir kırmızı cüce yıldızın yörüngesinde devasa bir gezegen keşfedildi. Bu keşif, gezegen oluşumu hakkındaki mevcut anlayışlarımıza meydan okuyor.
Bilim insanları, bu kadar küçük yıldızların, dev gaz gezegenleri oluşturacak kadar yeterli maddeye sahip olamayacağını düşünüyordu. Ancak TOI-6894b adı verilen bu ötegezegen, Jüpiter'in yarıçapının yaklaşık yüzde 86'sı büyüklüğünde. Kendi yıldızı olan TOI-6894 ise Güneş'in yarıçapının sadece yüzde 23'ü ve kütlesinin yüzde 21'i kadar. Bu da onu, etrafında dev bir dünya bulunan şimdiye kadar keşfedilmiş en küçük yıldız yapıyor.
Gezegenler, ana yıldızlarının oluşum sürecinden arta kalan maddeden doğar. Gaz ve toz bulutlarındaki yoğun madde kümeleri kütleçekimi altında çöktüğünde yıldızlar oluşur. Bu buluttan arta kalan madde, dönen genç yıldızın etrafında bir disk oluşturur. Yıldız büyüdükçe, bu diskteki madde gezegenleri meydana getirir.
Ancak sorun şu ki, diskteki madde miktarının yıldızın kütlesiyle orantılı olduğu düşünülür. Bu nedenle, minik kırmızı cüce yıldızların, dev gezegenler oluşturmak için yeterli maddesi olmaması gerekir.
Yine de, bu garip ve 'imkansız' görünen sistemler zaman zaman karşımıza çıkıyor. Bu da, dev gezegenlerin minik yıldızların etrafında oluşabileceğini ve bu sürecin düşündüğümüz kadar nadir olmayabileceğini gösteriyor. Uluslararası bir araştırma ekibi, bu tür sistemlerin ne kadar yaygın olduğunu anlamak için NASA'nın TESS uydusu verilerini incelemeye başladı.
TESS'in gözlemlerinde TOI-6894'e bakıldığında, yıldızın ışığının periyodik olarak yüzde 17 oranında azaldığı fark edildi. Bu olağanüstü düşüş, bir ötegezegenden kaynaklanıyordu. Geçiş gözlemlerine göre yıldızın çapı yaklaşık 320.000 kilometre iken, ötegezegenin çapı 120.000 kilometre civarında.
Dev gezegenin yıldızın yörünge hareketini ne kadar etkilediğini görmek için yapılan ek gözlemler, TOI-6894b'nin kütlesini ortaya çıkardı. Kütlesi Jüpiter'in sadece yüzde 17'si kadar olan bu gezegenin atmosferinin oldukça 'pamuk şeker' gibi, yani hafif ve kabarık olduğu düşünülüyor.
Bu keşif birkaç nedenden ötürü heyecan verici. Gezegenin geçişleri sırasında yıldızın ışığı yüzde 17 gibi büyük bir oranda azaldığı için, bu sistem atmosfer çalışması için mükemmel bir aday. Geçişler sırasında yıldızın ışığının bir kısmı gezegenin atmosferinden süzülür. Bu sırada ışık, atmosferdeki atomlar ve moleküller tarafından değiştirilir. Bilim insanları bu değişikliği analiz ederek gezegenin atmosferinin bileşimini öğrenebilir.
Astronomlar, TOI-6894b'nin atmosferini incelemek için JWST (James Webb Uzay Teleskobu) ile gözlem süresi talebinde bulundular bile. Gezegen oldukça soğuk olduğu için, atmosferinde bol miktarda metan bulmayı umuyorlar.
Bu sistem, gezegen oluşumu modelleri için yeni bir meydan okuma sunuyor. Gök bilimciler gaz devleri için iki ana senaryo üzerinde duruyor: Maddenin yavaş yavaş birikerek gezegeni oluşturması (çekirdek birikimi) veya ön-gezegen diskindeki bir kararsızlığın doğrudan çökmesiyle oluşması (disk kararsızlığı).
Ekibin gözlemlerine dayanarak, mevcut senaryoların hiçbiri bu durumu tam olarak açıklamıyor. TOI-6894b'nin bileşimi hakkında daha fazla detay elde etmek, minik yıldızların etrafında dev dünyaların oluşumu için hangi yolun daha olası olduğunu anlamamıza yardımcı olabilir.
Kütlesi bu kadar az olan bir yıldızın nasıl bu kadar büyük bir gezegen oluşturabildiğini tam olarak anlamıyoruz. Bu tür, Güneş Sistemimizden farklı gezegen sistemlerini bulmak, kendi modellerimizi test etmemizi ve Güneş Sistemi'mizin nasıl oluştuğunu daha iyi anlamamızı sağlıyor.