Ara

COVID-19 mRNA Aşıları Kanser Savaşında Yeni Bir Cephe Açabilir mi? Şaşırtıcı Araştırma Sonuçları Teknoscope’ta!

Tüm dünyada milyonlarca hayat kurtaran COVID-19 aşılarının, bağışıklık sistemini kanserle mücadele etmesi için de harekete geçirebileceği öne sürüldü. Yeni bir araştırma, pandemi sırasında geliştirilen mRNA aşılarının beklenmedik bir faydasını ortaya koyuyor.

Bilim insanları, ilk olarak 2016 yılında beyin tümörü hastaları için mRNA aşıları geliştirirken, bu teknolojinin tümörleri yok etmek üzere bağışıklık sistemini eğitebildiğini keşfetti. Bu keşif, mRNA'nın kanserle doğrudan ilişkili olmasa bile bağışıklık sistemini güçlendirebileceği fikrini doğurdu. Bu bulgudan yola çıkarak, SARS-CoV-2 virüsüne karşı geliştirilen mRNA aşılarının da tümör karşıtı etkilere sahip olabileceği hipotezi ortaya atıldı.

Yapılan bir çalışmada, immünoterapi (bağışıklık sistemi destekleyici tedavi) alan 1.000'den fazla ileri evre melanom ve akciğer kanseri hastasının klinik sonuçları incelendi. Bu tedavi, kanser hücrelerinin bağışıklık hücrelerini etkisiz hale getiren proteinleri bloke ederek bağışıklık sisteminin kanserle daha etkili savaşmasını sağlar.

Çalışmada dikkat çekici bir bulgu elde edildi: Pfizer veya Moderna mRNA bazlı COVID-19 aşısı olan ve immünoterapiye başlamadan önceki 100 gün içinde aşılanan hastalar, aşı olmayanlara kıyasla üç yıl sonra hayatta kalma olasılığının iki katından fazla olduğu görüldü. Özellikle, genellikle immünoterapiye iyi yanıt vermeyen tümörlere sahip hastalarda bile, üç yıllık genel sağkalımda neredeyse beş kat artış yaşandı. Bu iyileşme, hastalık şiddeti ve eşlik eden diğer sağlık sorunları gibi faktörler kontrol edildikten sonra bile güçlü bir şekilde korundu.

Mekanizmayı anlamak için yapılan hayvan deneylerinde, COVID-19 mRNA aşılarının, vücudun bağışıklık sistemini uyandırarak tümör hücrelerini tanımasını ve yok etmesini sağladığı, böylece kanserin bağışıklık hücrelerini susturma yeteneğini aştığı gözlemlendi. Aşılar ve immün kontrol inhibitörleri bir araya geldiğinde, bağışıklık sisteminin tümör hücrelerini yok etme gücünü tam olarak ortaya çıkardığı belirtildi.

Neden Önemli?

İmmünoterapi, son on yılda birçok hastanın tedavi şansını artıran kanser tedavisinde devrim niteliğinde bir gelişme sağladı. Ancak, bağışıklık sistemi tarafından tespit edilmekten kaçınan "soğuk" tümörlere sahip hastalarda bu tedaviler etkisiz kalabiliyor. Elde edilen bulgular, mRNA aşılarının, bağışıklık sisteminin bu "soğuk" tümörleri "sıcak" hale getirmesi için gereken kıvılcımı sağlayabileceğini gösteriyor. Yakın zamanda başlayacak klinik çalışmalarda doğrulanması halinde, bu yaygın ve düşük maliyetli müdahalenin, immünoterapiden fayda göremeyen milyonlarca hastaya ulaşması hedefleniyor.

Diğer Araştırmalar Ne Diyor?

Enfeksiyon hastalıkları aşılarının aksine, terapötik kanser aşıları, kanser hastalarının bağışıklık sistemini tümörlere karşı daha iyi savaşması için eğitmek amacıyla kullanılır. Bilim insanları ve araştırmacılar, kişiye özel mRNA kanser aşıları geliştirmek için yoğun çaba harcıyor. Bu yaklaşım, hastanın tümöründen alınan bir örneği kullanarak makine öğrenmesi algoritmalarıyla hedeflenecek en uygun proteinleri belirlemeyi içeriyor. Ancak bu yöntem, maliyetli ve üretim açısından zorlayıcı olabiliyor.

Buna karşılık, COVID-19 mRNA aşılarının kişiselleştirilmeye ihtiyacı yok, dünya genelinde yaygın olarak düşük maliyetle veya ücretsiz olarak erişilebilir durumda ve hastanın tedavisinin herhangi bir aşamasında uygulanabiliyor. COVID-19 mRNA aşılarının önemli tümör karşıtı etkilere sahip olduğu yönündeki bulgular, mRNA aşılarının kanserle mücadeledeki faydalarının herkese yayılacağına dair umut veriyor.

Sıradaki Adımlar Neler?

Bu hedefe ulaşmak için, akciğer kanseri hastalarında ülke çapında yapılacak bir klinik deneme ile bu tedavi stratejisi test edilecek. İmmün kontrol inhibitörü tedavisi alan hastalar, tedavi sırasında COVID-19 mRNA aşısı alacaklar veya almayacaklar şeklinde gruplara ayrılacak. Bu çalışma, COVID-19 mRNA aşılarının, immün kontrol inhibitörü tedavisi alan hastalar için standart bakımın bir parçası olup olmayacağını gösterecek. Nihai amaç, bu yaklaşımın özellikle etkili tedavi seçenekleri olmayan hastalar başta olmak üzere, immünoterapi ile tedavi edilen birçok hastaya yardımcı olmasıdır.

Küresel bir salgın nedeniyle ortaya çıkan bir aracın, kansere karşı yeni bir silah sunabileceği ve mevcut tedavilerin faydalarını milyonlarca hastaya hızla yayabileceği bu çalışma, bilimin potansiyelini bir kez daha gözler önüne seriyor. Tanıdık bir aşıyı yeni bir şekilde kullanarak, immünoterapinin hayat kurtaran faydalarını daha önce dışarıda bırakılmış kanser hastalarına da ulaştırmayı umuyoruz.

Önceki Haber
Antidepresan Seçiminde Kişiselleştirme: Hangi İlacın Size Uygun Olduğunu Bilin
Sıradaki Haber
Kolesterol Düşürücü İlaçlar Demans Riskini Azaltıyor Olabilir: Kapsamlı Yeni Araştırma Sonuçları Açıklandı

Benzer Haberler: