Ara

Çöl Koşullarına Genetik Adaptasyon: Turkana Halkının Gizemi Çözülüyor!

Afrika'nın en kurak bölgelerinden biri olan Kuzeybatı Kenya'da yaşayan Turkana halkı, zorlu çevre koşullarına uyum sağlama konusunda dikkat çekici bir evrimsel sürece imza atmış durumda. Sadece süt, et ve kan gibi hayvansal ürünlere dayalı beslenme biçimleri, diğer toplumlar için ciddi sağlık sorunlarına yol açabilirken, Turkana halkının bu diyete uyum sağlaması bilim dünyasının ilgisini çekiyor.

Araştırmalar, bu göçebe topluluğun, sınırlı bitkisel gıdaya erişimine rağmen sağlığını korumasını sağlayan benzersiz genetik özelliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, eğer sıradan bir insan Turkana halkının diyetini uygularsa, kısa sürede hastalanabileceğini belirtiyor. Ancak, bu topluluğun nesillerdir bu şekilde beslenmesi, onları bu diyete adapte etmiş durumda.

Vanderbilt Üniversitesi'nden genetik bilimci Amanda Lea ve ekibi, halkın iznini alarak topluluk üyeleriyle görüşmeler yapmış ve kan ile idrar örnekleri toplamıştır. Bu örneklerin analizi sonucunda, Turkana halkının genlerinde, diğer yerel topluluklara kıyasla belirgin farklılıklar tespit edilmiştir.

Özellikle STC1 genindeki bir varyasyonun, böbreklerin daha fazla su tutmasına yardımcı olduğu düşünülüyor. Bu durum, yüksek et tüketiminin neden olduğu ürik asit gibi atık ürünlere karşı böbrekleri koruyarak, gut hastalığı gibi sorunların Turkana halkında nadir görülmesine katkı sağlıyor olabilir.

Araştırmacılar, bu genetik adaptasyonların, şehir yaşamına geçen bireylerde farklı çevresel koşullar altında zararlı etkilere yol açabileceğini de öne sürüyor. Bu bulgu, kentleşmenin getirdiği modern yaşam tarzının, bazı kronik hastalıkların yaygınlaşmasındaki rolünü destekleyen evrimsel uyumsuzluk teorisini güçlendiriyor.

Bu bilginin, Turkana halkı ve benzeri yerli toplulukların gelecekte karşılaşabilecekleri kentsel değişimlere uyum sağlamalarına yardımcı olması umuluyor. Yerel sağlık programlarının tasarlanmasında ve olası sağlık risklerinin (böbrek stresi, metabolik hastalıklar gibi) öngörülmesinde bu genetik anlayışın önemli bir rol oynaması bekleniyor.

Önceki Haber
500 Bin Tıbbi Kayıt İncelendi: Virüsler Alzheimer ve Parkinson Riskini Katlıyor!
Sıradaki Haber
Deniz Altı Veri Merkezleri: Enerji Tüketimini %90'a Kadar Azaltma Potansiyeli Teknoskop'ta!

Benzer Haberler: