Bilim müzelerindeki çalışmalar her zaman göz alıcı olmayabilir. Örneğin, bazen bir kertenkelenin sümüğünü temizlemek de bir görev olabilir.
Bir bilim müzesi çalışanı, Rocky adlı çakal kertenkelesinin yaşam alanının camından temizlediği mukusun deneyimini neşeyle paylaşıyor.
Temizlenen beyaz madde, sıradan bir burun akıntısı değil.
Çakal kertenkelesi 'aksırdığında', tuz hapşırır. Eğer bu büyük kertenkele bunu yapmasaydı, Kuzey Amerika çöllerinde muhtemelen susuzluktan ölürdü.
Özel olarak tuzlu olan bu mukus bazen 'snalt' olarak adlandırılıyor çünkü potasyum ve sodyum bikarbonat tuzları içeriyor ve kristal şeklinde kuruyor. Türün burun delikleri çevresinde genellikle beyaz bir kalıntı görülüyor; bu, önceki bir hapşırmanın izi.
Bu mukuslu karışım olmadan, büyük kertenkele tuzdan 'aşırı doz' alabilir.
Çöl iklimindeki çakal kertenkelesinin diyeti çoğunlukla tuzlu bitkilerden oluşuyor ve nadiren su içiyor. Hidrasyonunun çoğu besinlerden geliyor.
Bu nedenle, bu canlı, vücudundaki tuzu filtreleyen ve susuzluğu önlemek için fazla tuzu burundan atan özel bezler geliştirmiş.
Benzer tuzlu diyetlere sahip başka kertenkele türleri de snalt püskürtüyor. Örneğin, Galapagos Adaları'ndaki deniz iguanaları yosunlarla besleniyor ve mangrove kertenkeleleri tuzlu suyu içebiliyor.
Ancak çakal kertenkelesi kıyıya yakın yaşamıyor. Bu kertenkele, Dünya'nın en sıcak yerlerinden biri olan Ölüm Vadisi gibi kayalık çöl habitatlarında yaşıyor.
Yine de kertenkele sıcaktan korkmuyor. Kışın kış uykusuna yatıyor ve yaz sıcaklıklarının 49 °C'ye (120 °F) ulaşabildiği günlerde en aktif olanı.
Yırtıcılardan tehdit edildiğinde, çakal kertenkelesi akciğerlerini boşaltıyor, vücudunu düzleştiriyor ve dar yarıklara giriyor. Akciğerlerini tekrar doldurarak, yırtıcıların kendilerini dışarı çekmesini neredeyse imkansız hale getiriyor.
Aşırı bir yerde yaşasa da, çakal kertenkelesi oldukça donanımlı. Her tuzlu hapşırığı bir lütuf... sadece müze görevlileri için değil.