Çin, Şanghay açıklarında dünyanın ilk rüzgar enerjili deniz altı veri merkezini hizmete sundu. Sualtı sularının soğutma gücünden faydalanan bu yenilikçi proje, 35 metre derinlikte faaliyet gösterecek ve yaklaşık 226 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirildi. Bu proje, kara alanından tasarruf sağlayan ve enerji verimliliği yüksek yeni nesil bulut altyapılarının bir prototipi olarak görülüyor.
Projenin ilk aşamasında 2.3 megawatt kapasiteye ulaşılırken, tam kapasiteye ulaştığında 24 megawatt güce erişmesi hedefleniyor. Tamamlandığında, bu tesisin kapasitesi, geçmişte yapılan ve ticari ölçekten ziyade araştırma modülü olarak kalan önceki denemelerden çok daha büyük olacak. Proje, Shenergy, China Telecom'un Şanghay şubesi, INESA ve CCCC Third Harbor Engineering gibi devlete bağlı kuruluşların desteğini alıyor. Operatör firma, açık denizler için 500 megawatt'lık versiyonları da değerlendiriyor.
Mühendislik yaklaşımı oldukça yalın: Sunucu rafları su geçirmez kapsüllere yerleştiriliyor ve deniz tabanına indiriliyor. Böylece, deniz suyu soğutma yükünü kendiliğinden karşılıyor. Chiller sistemleri kullanılmadan ve deniz suyu ısı emici olarak değerlendirilerek, firmanın iddialarına göre güç kullanım verimliliği 1.15'in altına düşürülebiliyor. Bu değer, en iyi kara tabanlı veri merkezlerinin ortalamasından ve Çin'in belirlediği minimum seviye olan 1.25'ten daha düşük.
Lin-gang bölgesi, soğutma gücünü toplam enerji tüketiminin %10'unun altında tutmayı ve tüm sistemin açık deniz rüzgar enerjisiyle beslenmesini hedefliyor. Teorik olarak bu durum, tatlı su veya şebeke bağlantısı gerektirmeyen, neredeyse sıfır karbon ayak izine sahip bir veri merkezi anlamına geliyor. Enerjisinin %95'inin açık deniz rüzgarından sağlanması planlanıyor.
Benzer prensipler daha önce farklı bir firma tarafından 2013-2024 yılları arasında test edildi. Bu denemelerde, deniz altı veri merkezlerinin güvenilirliğinin sekiz kata kadar daha yüksek olduğu sonucuna varıldı. Ancak proje, maliyet ve servis edilebilirlik sorunları nedeniyle durduruldu. Elde edilen veriler, daha geniş kapsamlı bulut hizmetleri tasarımlarına entegre edildi.
Şimdi ise bu yeni projenin aynı kaderi paylaşmaması için mühendisler çalışıyor. Sunucular, tuzlu su ortamına karşı dayanıklılığı artırmak için korozyona dayanıklı bir malzeme ile kaplanmış çelik kapsüllere yerleştirilmiş durumda. Geliştiriciler ayrıca, gösterim aşamasında termal deşarj ve deniz ekosistemi üzerindeki etkilerin kabul edilebilir sınırlar içinde kaldığını belirtiyor. Ancak büyük ölçekli etkiler hakkında bağımsız doğrulamaların henüz tamamlanmadığı ifade ediliyor.
Bununla birlikte, basınçlı kapsüllerde arızaların giderilmesi veya donanımın güncellenmesi pahalı ve zaman alıcı olabilir. Yüzlerce megawatt kapasiteye ulaşılması durumunda bu riskler daha da artacaktır.
