Cadılar Bayramı, hepimizi ürkütücü ve doğaüstü olan her şeye sarılmaya davet ederken, bu mevsimdeki asıl dehşetler hayalet hikayeleriyle sınırlı değil. Balkabağı oymaktan parmak kesiklerine, hatta yaşamı tehdit eden kalp rahatsızlıklarına yol açabilen kontakt lens enfeksiyonlarına kadar, bu kutlamalar gerçek tıbbi tehlikelerle dolu – ve bazıları şaşırtıcı derecede ciddi.
Türkiye'de ve dünyada, Cadılar Bayramı ile ilgili yaralanmaların yaklaşık %44'ü, balkabağı oymaktan kaynaklanıyor. Bu yaralanmalar, küçük sıyrıklardan başlayıp önemli sinirleri, kan damarlarını ve tendonları kesebilecek derin yırtıklara kadar değişebiliyor. Özel olarak tasarlanmış balkabağı oyma bıçakları veya aletlerinin, risk taşımamakla birlikte, daha güvenli olduğu gözlemlenmiştir.
Balkabakları, içlerindeki mumlar yakıldığında ek tehlikeler de barındırıyor. Alevler, mülklere veya kostümlere sıçrayarak genellikle ciddi yanıklara neden olabiliyor. Her yıl Cadılar Bayramı civarında, özellikle çocuklarda yanıkla ilişkili yaralanmalarda belirgin bir artış yaşanıyor.
Kostümlerin kendisi, yanıkların ötesinde birden fazla tehlike oluşturuyor. Uyumsuz kıyafetler, kaymalardan kaynaklanan kırıklara yol açabilirken, maskeler ve ağır başlıklar görüşü engelleyebilir. Kostüm malzemelerinden kaynaklanan lateks alerjileri ise, hafif tahriş ve döküntülerden, çok nadir durumlarda ölüme kadar varabilen riskler taşıyor.
Ekim ayının karanlık akşamlarının koyu renkli kostümlerle birleşmesi, özellikle tehlikeli bir senaryo yaratıyor. Yapılan incelemeler, Cadılar Bayramı'nda çocukların trafik kazalarında hayatını kaybetme veya ciddi şekilde yaralanma riskinin, diğer günlere göre daha yüksek olduğunu gösteriyor. Özellikle akşam saatlerinde bu riskin daha da arttığı belirtiliyor.
Görünüş aldatıcı olabilir, bazen kelimenin tam anlamıyla. Renkli kontakt lensler, göz sağlığı ve genel esenlik için önemli riskler taşıyor. Tahriş ve kızarıklığa, göze batıp keserek zarar vermeye, hatta nadiren yaşamı tehdit eden kalp enfeksiyonlarına yol açabilirler.
Gözdeki hasarlar, uyumsuz veya kalitesiz kontakt lenslerden kaynaklanarak bakteri üremesini teşvik edebilir. Bu bakteriler, genellikle kan dolaşımı yoluyla gözden vücudun başka yerlerine yayılabilir. Kalpte yerleşmeleri durumunda, enfektif endokardit gibi, hastaların yaklaşık beşte birinin ölümüne neden olan durumlar ortaya çıkabilir. Bu enfeksiyonlar, ilaçların ve bağışıklık hücrelerinin kalp zarına ulaşmasının zor olması nedeniyle tedavi edilmesi güçtür. Ülkemizde, gözlük ve lenslerin reçeteli satılması gerekmekte, bu durum bazı riskleri azaltmaktadır.
Yüz boyaları da hem kısa hem de uzun vadeli riskler taşır. Cilt tahrişi ve gözenek tıkanıklığı, boyanın gözlere kaçması durumunda kornea çizikleri gibi ani rahatsızlıklara neden olabilir. Yutulması ve uzun süreli veya tekrarlanan maruziyet, kanser riskini artıran ağır metaller ve arsenik gibi potansiyel olarak toksik elementlerin emilme riskini artırabilir.
Plastik takma dişler ve diğer dişleri değiştiren setler dişlere zarar verebilir. Tek beden herkese uyan ürünler olarak tasarlanan bu aparatlar, dişlerin gevşemesine ve mevcut gevşekliklerin artmasına neden olabilir. Yapıştırıcı kullanılıyorsa, diş hekimliğinde kullanımı onaylanmış bir yapıştırıcı olduğundan emin olun. Süper yapıştırıcı ve oje gibi ürünler diş minesine zarar verir – bu tabaka yeniden üretilemez – ve diş etlerini ve ağzın içini yakabilir.
Cadılar Bayramı İshaline Dikkat!
Cadılar Bayramı'nda bariz bir endişe, aşırı tatlı veya çikolata tüketiminden kaynaklanan rahatsızlık hissidir. Ancak, son yıllarda başka tüketim tehlikeleri de ortaya çıktı. Özellikle esrarın yasallaştığı veya suç olmaktan çıkarıldığı ülkelerde, THC veya diğer yasak maddeleri içeren sakızlı şekerler yutan çocukların hastaneye kaldırılma oranlarında belirgin bir artış yaşanıyor.
Kalori alımına dikkat edenler için şekersiz seçenekler ters tepebilir – bu olguya bazen "Cadılar Bayramı ishali" denir. Şekersiz ürünlerde kullanılan yapay bir tatlandırıcı olan sorbitol, sukrozun yaklaşık %60'ı kadar tatlıdır, bu da istenen tadı elde etmek için daha fazlasının eklenmesi gerektiği anlamına gelir. Sadece 20 gram sorbitol bile, sağlıklı insanların %50'sinde müshil etkisi yaratabilir. Kıyaslama yapmak gerekirse, bir paket şekersiz sakız yaklaşık 1.25 gram sorbitol içerir.
Sert şekerler yıl boyunca, özellikle küçük çocuklar için boğulma riski taşır ve Cadılar Bayramı etrafındaki artan tatlı tüketimi bu riski daha da yükseltir. Fındık alerjisi olan çocuklar ek tehlikelerle karşı karşıyadır – fındıkla ilgili anaflaksi vakalarının Cadılar Bayramı'nda yaklaşık %70 oranında arttığı görülüyor.
Yiyeceklerin ötesinde, diğer Cadılar Bayramı gelenekleri de riskler taşır. Fırlatılan yumurtalardan kaynaklanan göz travmaları, kutlamalar sırasında sıkça görülür ve bazı kurbanlar bu yaralanmalar sonucu görme yetisini kaybeder.
Belirli suçlar ve buna bağlı yaralanmalar da Cadılar Bayramı etrafında artış gösterir, özellikle saldırılarda belirgin bir artış gözlemlenir. Cadılar Bayramı kutlamalarının ticarileşmesinin, özellikle promosyonel içki tekliflerinin bu duruma kısmen katkıda bulunduğu düşünülüyor.
Çocuklarla dışarıdayken ışık veya yansıtıcı şeritler takmak, tatlı tüketimini sınırlamak ve balkabağı oymak gibi görevleri denetlemek gibi mantıklı önlemler, Cadılar Bayramı'nda hastane istatistiklerine eklenme riskini önemli ölçüde azaltabilir.
 
                         
                         
                             
                                 
                                 
             
             
            