Ara

Buzullar Eriyor, Yanardağlar Kuduruyor: Gezegen Alarmda!

Bilim insanları, eriyen buzulların volkanik patlamaların şiddetini ve sıklığını artırabileceği, bunun da iklim değişikliği üzerindeki olumsuz etkileri derinleştirebileceği konusunda ciddi uyarılarda bulundu.

Antarktika'dan Rusya'ya, Yeni Zelanda'dan Kuzey Amerika'ya kadar yüzlerce yanardağ, devasa buzul tabakalarının altında uyukluyor. Ancak gezegenimiz ısındıkça ve bu buzullar geri çekildikçe, bu yanardağların daha aktif hale gelebileceği yeni bir bilimsel çalışmayla ortaya kondu. Özellikle Şili'nin güneyindeki altı yanardağın son buz çağındaki hareketlerini inceleyen bu araştırma, buzulların erimesiyle volkanik aktivitenin artışına dikkat çekiyor.

Araştırmacılar, bu çarpıcı bulguları yakın zamanda uluslararası bir bilim konferansında paylaşacaklarını belirtti.

Çalışmanın başındaki bilim insanları, buzulların altında bulundukları yanardağlardaki patlamaların gücünü ve hacmini baskıladığını ifade ediyor. Ancak iklim değişikliği nedeniyle buzullar eriyip küçüldükçe, bu volkanların hem daha sık hem de çok daha şiddetli patlamalara yol açabileceği belirtiliyor.

Bilim dünyası, eriyen buzların volkanik aktiviteyi etkileyebileceği teorisini ilk olarak 1970'lerde ortaya attı. Bu sürecin temelinde basit bir fizik yatıyor: Buzulların muazzam ağırlığı, Dünya'nın kabuğu ve mantosu üzerinde sürekli bir baskı oluşturur. Buz tabakaları çekildiğinde ise, bu baskı kalkar. Bunun sonucunda yer altında sıkışmış gazlar ve magma genleşir, bu da patlamalara yol açan tehlikeli basınç birikimlerine neden olur.

Bu mekanizmanın, İzlanda'da geçmişte yaşandığı biliniyor. Yaklaşık 10.000 yıl önce, son buz çağının sona ermesiyle İzlanda'daki buzullar erimeye başladığında, adanın yanardağları adeta çıldırmış ve patlama hızlarını öncesine göre 30 ila 50 kat artırmıştı. Bu durum, buzul erimesiyle volkanik aktivite arasındaki doğrudan ilişkinin en çarpıcı örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.

Ancak bu tehlikenin kıtasal volkanik sistemlerde ne kadar büyük olabileceği hala yeterince anlaşılmış değil. Bu boşluğu doldurmak amacıyla jeologlar, Şili'nin güneyindeki, günümüzde aktif olmayan Mocho-Choshuenco yanardağı da dahil olmak üzere altı volkanı mercek altına aldı. Binlerce yıl önce Patagonya Buz Levhası'nın erimesine bu yanardağların nasıl tepki verdiği araştırıldı.

Bölgedeki yanardağlardan yayılan argonun radyoaktif bozunmasını 'izotopik saat' olarak kullanan ve patlamalar sırasında oluşan magmatik kayaçlardaki kristalleri analiz eden araştırmacılar, bölgenin volkanik geçmişi ile buzulların geri çekilmesi arasındaki bağlantıyı detaylı bir şekilde ortaya koydu.

Elde edilen verilere göre, son buzul çağının zirve yaptığı 26.000 ila 18.000 yıl önceki dönemde, yoğun buz örtüsü yanardağların patlama şiddetini baskılamış. Bu baskı, yer altında devasa bir magma rezervuarının birikmesine yol açmış. Buz tabakası erimeye başladığında ise, bu rezervuardaki basınç artmış ve nihayetinde Mocho-Choshuenco gibi büyük yanardağların oluşumunu tetikleyerek serbest kalmış.

Bu tehdidin kapsamı ise oldukça geniş. 2020 yılında yapılan farklı bir çalışma, dünya genelindeki potansiyel olarak aktif 245 yanardağın ya buz tabakalarının altında ya da onlara 5 kilometre gibi yakın bir mesafede bulunduğunu gösteriyor.

Araştırmayı yürüten uzmanlar, patlamaların şiddetindeki artışın kilit noktasının, magma odasının üzerinde kalın bir buz tabakasının bulunması olduğunu vurguluyor. Bu buz tabakalarının erimeye ve baskıyı serbest bırakmaya başlaması ise tetikleyici bir rol oynuyor. Günümüzde Antarktika gibi bölgelerde yaşananlar da tam olarak bu senaryoyu işaret ediyor.

Kuzey Amerika, Yeni Zelanda ve Rusya gibi diğer bölgelerin de benzer riskler taşıdığı ve daha detaylı bilimsel araştırmalara ihtiyaç duyduğu ifade edildi.

Kısa vadede, volkanik patlamalar genellikle sülfat aerosolleri yayarak güneş ışınlarını uzaya geri yansıtır. Bu durum, geçmişte bazı patlamaların ardından küresel soğumaya ve hatta büyük kıtlıklara yol açtığı biliniyor. Ancak bilim insanları, uzun vadede bu yanardağlardan salınan sera gazlarının iklim değişikliğini daha da hızlandırabileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma ekibinin lideri, "Birden fazla patlamanın kümülatif etkisi, zamanla sera gazı birikimi yoluyla uzun vadeli küresel ısınmaya katkıda bulunabilir. Bu durum, eriyen buzulların patlamaları tetiklediği, patlamaların da daha fazla ısınma ve buzul erimesine yol açtığı bir pozitif geri bildirim döngüsü yaratıyor," şeklinde konuştu. "Bu kısır döngü, gelecekte bizi bekleyen en büyük risklerden biri olabilir," diye ekledi.

Önceki Haber
Yaşlanmayla Gelen İltihap Herkes İçin Geçerli Olmayabilir: Yeni Araştırma Ezber Bozuyor!
Sıradaki Haber
iPhone 17'den Bomba Sızıntı: Pro Seviyesi Çerçeveler, Özel iOS 26 Özellikleri ve Dinamik Ada Sürprizi Yolda!

Benzer Haberler: