Evrenin nasıl oluştuğuna dair en kabul gören teori olan Büyük Patlama modelinin destekleyicilerinden biri de evrenin erken dönemlerinden kalan 'artık ışınım' olarak bilinen kozmik mikrodalga arka plan (CMB) ışımasıdır. Ancak yeni bir çalışma, bu soluk ışımanın kaynağını yeniden düşünmemiz gerektiğini öne sürüyor.
Teknik olarak Kozmik Mikrodalga Arka Plan (CMB) olarak adlandırılan bu ışıma, Büyük Patlama'dan kısa bir süre sonra yayılmaya başladı ve 13 milyar yılı aşkın süredir uzayda yolculuk ediyor. Günümüzdeki en gelişmiş teleskoplarla tespit edilebiliyor.
Uluslararası bir araştırma ekibi, CMB'nin gücünü ve kaynağını yeniden düşünmemiz gerektiğini öne süren hesaplamalar yaptı. Araştırmaya göre, standart modelin tahminlerinin aksine, bu ışıma her zaman sadece Büyük Patlama'nın bir kalıntısı olmayabilir.
Kozmolojik modeli sorgulayan bu yeni bakış açısı, erken tip galaksilerden (ETG) gelen yeni kanıtlara dayanıyor. James Webb Uzay Teleskobu'ndan elde edilen son verilerin yeni yorumları, bu tür galaksilerin daha önceki modellerin öngördüğünden çok daha erken bir dönemde oluşmuş olabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar, bu erken tip galaksilerin parlaklığının, CMB'nin 'ön plan kirliliği' olarak adlandırılan kısmının önemli bir kaynağı olabileceğini, hatta simülasyonlara bağlı olarak CMB'nin tamamını bile açıklayabileceğini belirtiyor. Eğer galaksilerin oluşum zaman çizelgesi değişirse, evrenin dört bir yanına yayılan ışıma deseni de farklı yorumlanmalıdır. Basitçe söylemek gerekirse, evren gaz yoğunlaşmaları ve galaksi oluşumu gibi ilk aşamalarından hayal ettiğimizden daha hızlı geçmiş olabilir.
Elbette bu araştırma henüz başlangıç aşamasında. Bilimsel bilgilerimizi tamamen değiştirmek için henüz çok erken. Ancak bu çalışma, evrenin kökenine dair büyük sorular ortaya atıyor ve standart kozmolojik modelin bazı yönlerinin yeniden incelenmesi gerekebileceğini düşündürüyor.
İşin içine hayal etmesi güç zamanlar ve mesafeler girdiğinde, astrofizikçilerin her zaman tam olarak kesin olması zorlaşıyor. Araştırmacılar, yeni modellerine göre CMB'nin yüzde 1,4'ünden yüzde 100'üne kadar olan bir kısmının bu erken galaksilerle açıklanabileceğini öne sürüyor.
Kesin olan şu ki, uzay teleskoplarımız ve analiz sistemlerimiz geliştikçe, çevremizdeki evren hakkında daha fazla şey öğreniyoruz. Bu da bazı önceki varsayımların, hatta evrenin oluşumu hakkındaki temel düşüncelerin bile yeniden gözden geçirilmesi gerektiği anlamına gelebilir. Araştırmacılar da yayınladıkları makalede, elde edilen sonuçlar ışığında başka kozmolojik modellerin de dikkate alınması gerekebileceğini belirtiyorlar.
Bu araştırma, saygın bir bilimsel dergide yayınlandı.
