Yeni yayımlanan bir vaka raporuna göre, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki iki farklı hastanede böbrek nakli yapılan iki erkeğin vücudunda parazitik solucanlar ortaya çıktı. Her iki böbreğin de Karayipler kökenli aynı organ bağışçısından geldiği belirtildi.
Vaka raporuna göre, böbrek nakli yapılan ilk hasta, 61 yaşındaki bir erkekti. Nakil ameliyatından yaklaşık on hafta sonra, şiddetli bulantı, kusma, aşırı susuzluk, karın rahatsızlığı, sırt ağrısı ve yüksek ateş şikayetleriyle hastaneye geri döndü. İlk gittiği hastanede, doktorlar akciğerlerinde sıvı birikimi olduğunu tespit etti ve hastanın solunumunda hızlanma, nefes darlığı hissi ve oksijen seviyelerinde düşüş yaşandı.
Solunum yetmezliği ve şok (tehlikeli derecede düşük kan basıncı) tablosu gelişince hasta, yoğun bakım ünitesine sevk edildi. Burada yapılan muayenede, karın derisinde morluklara benzer yaygın bir döküntü görüldü. Tıbbi ekip, hastanın semptomlarının nedenini belirlemek için kapsamlı bir inceleme başlattı ve bir dizi test uyguladı.
Hastanın, yeni böbreğinin vücudu tarafından reddedilmesini önlemek için bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullandığı biliniyordu. Bu durum, onu enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale getiriyordu. Enfeksiyon hastalıkları ve organ nakli uzmanlarından oluşan tıbbi ekip, olası enfeksiyonlar listesini daraltmakta büyük bir zorlukla karşılaştı.
Hastaya antibiyotik verilmesine rağmen durumunun düzelmemesi, bakteriyel enfeksiyonları eledi. Ayrıca antiviral ilaç kullanıyor ve COVID-19'a neden olan virüs için yapılan testleri negatif çıkıyordu. Bu durum, olası bir parazit enfeksiyonunu akla getirdi. Bu şüphe, parazitik enfeksiyonlarla savaşan bir tür beyaz kan hücresi olan eozinofil seviyelerinin hastanın kanında hızla yükselmesiyle de desteklendi. Her ne kadar bu hücrelerin yükselişi ilaç reaksiyonları veya nakil reddinden de kaynaklanabilse de, hastanın belirtileri göz önüne alındığında bu nedenler pek olası değildi.
Tıbbi ekip, daha önce nakledilen organların alıcılarını Strongyloides stercoralis adı verilen küçük bir yuvarlak solucanla enfekte ettiği vakaları biliyordu. Potansiyel kirlilik hakkında ilgili organ temin kuruluşuyla iletişime geçildi. Bağışçı vefat etmiş olmasına rağmen, bağışçının kan örneği üzerinde test yapıldı ve bu örnekte Strongyloides antikorları tespit edildi. Bu da bağışçının bağışıklık sisteminin bir zamanlar bu solucanla karşılaşmış olduğu anlamına geliyordu.
Hastanın nakil öncesi alınan kan örneklerinde Strongyloides antikorları bulunmazken, nakil sonrası alınan örneklerde bu antikorlara rastlandı. Tıbbi ekip, hastanın vücudunun çeşitli bölgelerinden örnekler aldığında, solucanların karın, akciğerler ve cilt dahil olmak üzere geniş bir alana yayıldığını tespit etti.
Nakillerden kaynaklanan enfeksiyonlar oldukça nadirdir. Yapılan bir incelemeye göre, ABD'de 10 yılı aşkın süredir yapılan nakillerde, bağışçıdan kaynaklanan enfeksiyonlar her 10.000 organ naklinin sadece 14'ünü etkiledi. ABD'li doktorlar, tüberküloz gibi belirli aktif enfeksiyonları olan kişilerin organlarını kullanamazlar ve bağışlanan organlar enfeksiyöz hastalıklar açısından test edilir, ancak bu testler her zaman her şeyi yakalamayabilir.
İnceleme, on yıllık bir süreçte 13 kanıtlanmış veya olası Strongyloides enfeksiyonu vakasını kaydetmişti; bu vakalar, organ nakliyle bulaşan tüm parazitik enfeksiyonların %42'sini oluşturuyordu. Bu incelemeden önce, dört organ nakli kuruluşundan birinden daha azı düzenli olarak Strongyloides taraması yapıyordu. Ancak 2023 yılında, organ nakli otoriteleri bu parazit için evrensel test yapılmasını tavsiye etti.
Tıbbi ekip, hastayı güçlü bir parazit ilacı olan ivermektin ile tedavi etti. Tüm vücut enfeksiyonuyla mücadele etmek için ilacı doğrudan derisinin altına uygulamak için özel izin alındı ve bu tedavi sonunda hastanın iyileşmesini sağladı.
Bu arada, aynı vefat eden bağışçıdan organ nakli yapılan diğer tıp merkezleri de bilgilendirildi. Bu uyarı, nakil ameliyatı sonrası yorgunluk, düşük beyaz kan hücreleri ve kötüleşen böbrek fonksiyonu nedeniyle başka bir tıp merkezinde tedavi görmekte olan 66 yaşındaki bir erkeği işaret etti. İlk hastanın tedavi edildiği tıbbi ekiple bilgi paylaşımı sayesinde, bağışçının diğer böbreğini alan bu ikinci hasta da başarılı bir şekilde tedavi edildi.
Organ nakillerinin hayat kurtarıcı olduğunu belirten bir hastane sözcüsü, "Bu gibi nadir vakalarda, hastanelerimiz arasındaki iletişim ve koordinasyon ile her iki hastanede de enfeksiyon hastalıkları uzmanlarının katılımı kritik derecede önemliydi, bölgesel organ temin kuruluşumuzun sağladığı uyarı da öyleydi." ifadelerini kullandı.