BMW'nin merakla beklenen yeni elektrikli modeli, markanın sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını bir üst seviyeye taşıyor. Avrupa'da bu yıl satışa sunulacak ve 2026'da Kuzey Amerika pazarına girecek olan yeni iX3, BMW'nin otomotiv dünyasındaki imajını uzun yıllar boyunca belirleyen 1960'lardaki efsanevi "Neue Klasse" platformuna bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Bu yeni platformla üretilecek olan iX3, BMW'nin bugüne kadarki en sürdürülebilir seri üretim otomobili olma özelliği taşıyor.
BMW, geçmişte de yenilikçi konsept otomobiller üretmiş olsa da, bazı fikirler (örneğin GINA Light Visionary Model'in kumaş gövdesi) seri üretime ulaşamamıştı. Ancak 2021'de tanıtılan i Vision Circular konsepti, özellikle otomobilin yapım teknikleri açısından büyük ilgi görmüştü. Bu konseptte öne çıkan ve iX3'te de kullanılan yoğun mono malzeme kullanımı, otomobilin ömrü sona erdiğinde geri dönüşümünü kolaylaştırıyor. Örneğin, orta konsolun tek bir plastik türünden üretilmesi, geri dönüşüm sürecini önemli ölçüde basitleştiriyor.
BMW, iX3'te geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını da gözle görülür şekilde artırmış durumda. Otomobilde kullanılan yaklaşık 740 kg'lık malzeme geri dönüştürülmüş unsurlardan oluşuyor. Bu oran, batarya paketindeki lityum, kobalt ve nikelin yarısını, alaşımlı jantlardaki alüminyumun yüzde 70'ini ve jant taşıyıcılarındaki alüminyumun ise yüzde 80'ini kapsıyor. Ön bagaj bölümü ise geri dönüştürülmüş balık ağlarından elde edilen %30 oranında geri dönüştürülmüş plastik ile üretilmiş.
Maalesef, tamamen geri dönüştürülmüş PET şişelerden yapılan koltuk kumaşına sahip Econeer donanım seçeneğinin Türkiye pazarında sunulması beklenmiyor. Bunun yerine, daha çok bir çevre dostu vinil seçeneği sunulacağı öngörülüyor.
Yeni bir aracın karbon ayak izini azaltmak için sadece daha iyi malzemeler seçmek yeterli değil, özellikle elektrikli araçlarda üretim aşamasının enerji yoğunluğu geleneksel içten yanmalı motorlu araçlara göre daha yüksek olabiliyor. BMW'nin bu alandaki hedefleri oldukça iddialı. Şirket, 2019'daki 150 milyon tonluk karbon emisyonunu 2030 yılına kadar 109 milyon tona indirmeyi hedefliyor.
Neue Klasse platformu, bu hedefe ulaşmada kritik bir rol oynuyor. Macaristan'ın Debrecen şehrindeki fabrika, tamamen yenilenebilir enerjiyle çalışıyor ve bu, tamamen elektrikli bir boya atölyesini de içeriyor. Bu tesis, BMW'nin mevcut fabrikalarına kıyasla üçte iki oranında daha az CO2 üretiyor. Ayrıca, yeni nesil silindirik hücreler kullanan batarya paketi, BMW'nin mevcut 5. nesil elektrikli araçlarında kullanılan prizmatik hücrelere göre kWh başına %42 daha düşük bir karbon ayak izine sahip.
Yeni 6. nesil güç aktarma organlarının beklenen verimliliği hakkında detaylı bilgiler önümüzdeki haftalarda paylaşılacak olsa da, BMW'nin hesaplamalarına göre iX3'ün içten yanmalı motorlu bir araçla karşılaştırıldığında sadece bir yıl içinde denge noktasına ulaşması bekleniyor. Araç tamamen yenilenebilir enerjiyle şarj edildiğinde, yaklaşık 17.500 km sonunda içten yanmalı bir araçla aynı seviyeye geliyor. Normal Avrupa enerji üretim karışımı kullanıldığında ise bu mesafe yaklaşık 21.000 km'ye çıkıyor.
Yaklaşık 200.000 km yol kat eden bir iX3'ün toplam yaşam döngüsü karbon ayak izinin 23 ton olması bekleniyor. Tamamen yenilenebilir enerji kullanımıyla bu rakam 14.6 tona düşüyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, geleneksel olarak güç alan bir BMW X3 crossover'ın karbon ayak izinin 52.8 ton olacağı öngörülüyor.
BMW'nin yeni elektrikli crossover modeli hakkındaki diğer detayları öğrenmek için yakında yapılacak duyuruları takip edebilirsiniz.