Ara

Bilim İnsanları Beynin En Güçlü Savunmasını Aştı: Hastalık Tedavisi İçin Yeni Bir Kapı Aralandı

Beyni etkileyen Alzheimer ve diğer nörolojik hastalıkların tedavisinde karşılaşılan en büyük zorluklardan biri, beynin kendini korumak için oluşturduğu güçlü savunma mekanizmalarını aşabilmektir. Ancak yapılan yeni bir araştırma sayesinde bu soruna yönelik potansiyel bir çözüm daha ortaya çıktı.

Beynin savunmasının başında kan-beyin bariyeri olarak bilinen biyolojik bir kontrol noktası bulunur. Bu bariyer, beynin fonksiyonları ve sağlığı için önemli moleküllere ve kimyasallara geçiş izni verirken, zararlı veya yabancı olabilecek her şeyi dışarıda tutmaya çalışır. Tıbbi tedaviler de ne yazık ki beyin için bazen 'yabancı' kategorisine girebilir.

Bir bilim insanı ekibi tarafından yürütülen bu yeni araştırmada, milimetrenin çok küçük kesirleri boyutunda özel olarak tasarlanmış nanopartiküllerin kan-beyin bariyerini geçebildiği ve taşıdıkları ilaçları beynin belirli bir bölgesindeki bağışıklık hücrelerine ulaştırabildiği gösterildi.

Araştırmayı yürüten ekip lideri, bu çalışmanın önemli bir çığır açtığını belirtiyor.

Nanopartiküllerin akıllıca tasarlanmış olmasının sırrı, içlerine dikkatlice seçilmiş kısa proteinlerin (peptitlerin) yüklenmiş olmasıdır. Bu peptitler, kan-beyin bariyerinin 'kapılarını' açacak ve bariyeri geçişi sağlayacak şekilde tasarlandı. Ayrıca, beynin bağışıklık hücreleri olan mikrogliaları tanıyacak şekilde geliştirildiler.

Mikrogliaların aşırı aktif hale geldiğinde neden olduğu iltihaplanmanın, çeşitli nörolojik hastalıklarda büyük hasara yol açtığı düşünülüyor. Bu nedenle araştırmacılar, özellikle bu hücreleri hedeflemek istedi. Kan-beyin bariyerini aşıp ilaç tedavilerini mikroglialara ulaştırmak, bilimsel açıdan büyük bir başarı olarak görülüyor.

Fareler üzerinde yapılan testlerde, bu yaklaşımın çeşitli kanser türleri ve diğer hastalıklar sonucunda ortaya çıkabilen kas kaybı durumu olan kaşeksi tedavisinde etkinliği gösterildi. Kaşeksi, beslenme düzeninden bağımsız olarak kilo kaybına neden olan ciddi bir durumdur ve ne yazık ki bu durumu yaşayan kanser hastalarının %30'una kadarında ölümcül olabilir. Beynin hipotalamus bölgesi, kaşeksida kilit bir rol oynuyor gibi görünüyor, çünkü bu bölge mikroglia hücreleriyle dolu bir kontrol merkezi.

Araştırmacılar, hipotalamusun iltihaplanmasının hastaların iştah ve metabolizmasının düzenlenmesinde önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Kaşeksi ilerledikçe yaşam kalitesini, tedavi toleransını ve genel sağkalım şansını önemli ölçüde etkiliyor.

Nanopartikül ilaç dağıtımı ile tedavi edilen farelerde, kanser kaşeksisinde önemli bir iyileşme gözlendi. Özellikle, yeni nanopartiküllerle tedavi edilen farelerde kaşeksiden kaynaklanan kas kaybı, kontrol grubundaki farelere göre %50 daha azdı.

Her ne kadar bu çalışmada Alzheimer gibi hastalıklar özel olarak incelenmemiş olsa da, aynı tekniğin bağışıklık sisteminin aşırı reaktif olabildiği bunama dahil olmak üzere birçok farklı nörolojik durumda potansiyel olarak işe yarayabileceği belirtiliyor.

Alzheimer'ın nasıl başladığından veya nasıl ilerlediğinden hala tam olarak emin değiliz, ancak bazı iyi fikirlerimiz var. Mikroglia dahil olmak üzere bağışıklık hücrelerinin beyni yeterince iyi savunamadığı ve hatta bu hastalıkların ilerlemesine yardımcı olabileceği düşünülüyor.

Araştırmacılar, nanoplatformun kan-beyin bariyerini aşarak terapötikleri ulaştırma ve mikrogliaları hedef alma yeteneğinin, Alzheimer hastalığı ve multipl skleroz gibi beyin iltihabı ile karakterize edilen nörolojik durumların tedavisi için yeni olasılıklar açtığını vurguluyor.

Bu önemli araştırma, bilimsel bir dergide yayınlandı.

Önceki Haber
Apple'ın Servisleri Karlılıkta Zirvede: Donanımdan İki Katından Fazla Kar Marjı!
Sıradaki Haber
Assassin's Creed Evreninde Dev Hamle: Tam 9 Yeni Oyun Geliyor İddiası

Benzer Haberler: