Ara

Bilim İnsanları Alp Dağları’nda Yapay Depremlerle Yerin Sırlarını Aralıyor

Alp Dağları'nın derinliklerindeki bir tünelden, bilim insanları kontrollü bir şekilde deprem üretiyor. Bu, ilk bakışta bir casusluk filminden fırlamış gibi görünse de, amacın kaos yaratmak değil. FEAR (Fault Activation and Earthquake Rupture) projesindeki araştırmacılar, bir deprem tehlikesini önceden belirlemenin yollarını arıyor.

Dünya genelindeki fay hatları üzerindeki izleme sistemleri artsa da, bilim insanları depremlerin ani tetikleyicilerini ve neden bazı kırılmaların kısa segmentlerde kalıp bazılarının büyük yıkımlara yol açtığını tam olarak anlayabilmiş değil. Mevcut durumda, yer bilimciler bu olayları ancak gerçekleştikten sonra inceleyebiliyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan bir profesör, "Doğanın bize ne işaretler verdiğini biliyor muyuz? Hepsi depremden sonra netleşiyor, öncesinde değil. Bu yüzden işaretleri daha iyi anlamaya çalışıyoruz" dedi.

Bu durumu değiştirmek için araştırmacılar, bir fay hattının üzerinde, binlerce izleme cihazıyla birlikte kontrollü şartlarda gerçek depremler yaratmayı hedefliyor. İsviçre ve İtalya sınırındaki Alp Dağları'nın muazzam gücünden faydalanılıyor. Milyonlarca yıllık tektonik hareketlerin mirası olan bu dağların altındaki karmaşık fay ağları, kendi ağırlıklarıyla bile yüzeyin 1 ila 2 kilometre altındaki kayaları çatlatmaya yetiyor.

Fayların kenarlarındaki kayalar zaman zaman kayarak çoğunlukla küçük depremlere neden oluyor. FEAR projesi, eskiden bir demiryolu projesinde kullanılan mevcut bir tünelden fay hatlarına yaklaşarak, bu hatlara su pompalamak suretiyle depremleri istedikleri zaman diliminde tetikliyor. Bilim insanları, "Bu depremler Alp Dağları'nın tarihinde er ya da geç gerçekleşecekti, ancak biz onların önümüzdeki hafta olmasını sağlıyoruz" diye belirtti.

Bu yöntem, petrol ve doğalgaz şirketlerinin kuyulardan elde ettikleri atık suyu fay bölgelerine enjekte etmelerine benziyor. Enjekte edilen su, fayları kayganlaştırarak kırılma için gereken sürtünmeyi azaltıyor. Ancak Giardini ve ekibinin farkı, fay hattının hemen üzerinde bulunan yoğun sismometre ve ivmeölçer ağı sayesinde sürtünme azaldığında hattın tam olarak nasıl hareket ettiğini ölçebilmeleri. Ekip, sıfır büyüklüğüne kadar olan yüz binlerce depremi başarıyla tetiklemiş durumda. Depremlerin doğrusal olmayan, logaritmik bir ölçekte ölçüldüğünü hatırlatmak gerekir; bu nedenle sıfır veya hatta negatif büyüklükte depremlerin olması mümkündür.

Araştırmacılar önümüzdeki hafta fay hattına sıcak su enjekte ederek sıcaklığın bir depremin gelişimini nasıl etkilediğini incelemeye başlayacak. Mart ayında ise büyüklüğü 1'e kadar olan depremleri tetiklemeyi planlıyorlar.

Temel amaç, belirli bir büyüklükteki depremi tetikleyen parametreleri anlayabilmek ve böylece tehlikeli bir fay hattını kırılmadan önce ölçerek, o hattı belirli bir büyüklükteki bir depreme ne kadar stresin tetikleyeceğini hesaplayabilmek. Araştırmacılar, "Birkaç yıl önce Suriye ve Türkiye sınırında çok büyük bir deprem oldu. O fayın güneye ve kuzeye doğru devam edeceğini biliyoruz. Bir sonraki depremin 7 mi, 8 mi yoksa 8.5 mi olacağını anlamak istiyoruz" dedi.

Şimdiden, fay hattının dışındaki kayalardaki gerinim miktarı gibi bazı parametrelerin önemli olduğu görülüyor. Araştırmacılar ayrıca, depremlerin bir fay hattından komşu bir fay hattına nasıl atladığı konusunda da daha fazla bilgi edinmeye başlıyor. Bilim insanları, "Yerin altında kendimizin ürettiği ve doğada meydana gelenlere çok benzeyen örnekler görüyoruz" şeklinde konuştu.

Önceki Haber
Wicked: For Good Filminin Gösteriminde Sürpriz Bir Tanıtım: Super Mario Galaxy Filminin İlk Fragmanı Geliyor!
Sıradaki Haber
AMD'nin Oyun Teknolojisi Davalık Oldu: 3D V-Cache Patent İhlali İddiası

Benzer Haberler: