Pasifik Okyanusu'nda dinoflagellat adı verilen planktonları enfekte eden, benzeri görülmemiş uzunlukta bir kuyruğa sahip virüs parçacığı bilim insanlarının dikkatini çekti. PelV-1 adı verilen bu virüs, genetik materyalini konakçı organizmanın içine aktarırken kuyruğunu bir tutunma noktası olarak kullanıyor. Cornell Üniversitesi'nden okyanusbilimci Andrian Gajigan ve ekibinin çalışmaları, bu etkileyici uzantının, açık okyanusun üst katmanlarında yaşayan ve bazen seyrek bulunan Pelagodinium planktonlarını bulmada da virüse yardımcı olabileceğini düşündürüyor.
Çoğu virüs kuyruğunun uzunluğu nanometrelerle ölçülürken, bu virüsün kuyruğu tam 2.3 mikrometreye ulaşıyor. Gajigan ve ekibinin henüz hakemli incelemeden geçmemiş çalışmasında belirttiği üzere, bu kuyruk uzunluğu, Thermus thermophilus bakterisini enfekte eden en uzun faj olan P74-26'nın yaklaşık 875 nm'lik kuyruğunu ve Tupanvirüs gibi diğer dev virüslerin (0.55 - 1.85 mikrometre kuyruk) kuyruklarını geride bırakıyor.
İlginç bir şekilde, PelV-1'in kuyruğu ile başı arasındaki oran, P74-26 ile aynı. Araştırmacılar, bunun bir tesadüf olup olmadığını ya da türden bağımsız olarak bu oranı kısıtlayan altta yatan bir mekanizma olup olmadığını henüz bilmediklerini belirtiyorlar.
2003 yılında keşfedilmesinden bu yana dev virüsler pek çok sürprizle karşımıza çıktı. Bazıları bakterilerden daha büyük, bazıları kendi hücresel yapılarımızın sırlarını barındırıyor ve bazıları ise canlı ile cansız varlıklar arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor.
Dinoflagellatlar, ekosistemimizde büyük rol oynuyor. Dünya'nın oksijenine katkıda bulunmanın yanı sıra, karbon dahil pek çok başka besin maddesinin gezegen etrafında döngüsünü sağlıyorlar. Aynı zamanda, su yollarımızı ve bu su yollarına bağımlı canlıları (vahşi yaşamdan balıkçılığa kadar) önemli ölçüde etkileyen zararlı alg patlamalarına da neden olabiliyorlar.
Ancak ekip, virüslerin dinoflagellatların ekolojisini nasıl etkilediğinin henüz çok az bilindiğini açıklıyor. Bugüne kadar planktonlardan izole edilen virüs sayısı oldukça az, bu nedenle keşfedilmeyi bekleyen daha pek çok tuhaflık olduğu düşünülüyor. Bu araştırma, hakemli inceleme öncesinde bioRxiv platformunda yayımlandı.