Amerika Birleşik Devletleri'nde geyik ve moose gibi otçul hayvanları tehdit eden ölümcül bir parazit olan beyin kurdu (Parelaphostrongylus tenuis) ile mücadelede önemli bir gelişme yaşandı. Bu parazit, hayvanların beyinlerine yerleşerek ciddi nörolojik sorunlara ve ölümlere yol açabiliyor. Daha önce teşhisi zor olan bu hastalık için geliştirilen yeni serolojik test, hayvanlar hayattayken hastalığın tespit edilmesini sağlıyor.
Beyin kurdu, özellikle beyaz kuyruklu geyikler tarafından dışkıyla ortama bırakılıyor. Salyangoz ve sümüklüböcekler tarafından alınan larvalar, bu hayvanlarda gelişerek diğer otçul hayvanlara bulaşıyor. Ancak sorun şu ki, sadece beyaz kuyruklu geyikler paraziti dışkılarında taşıdığı için, diğer hayvanların dışkısından paraziti tespit etmek mümkün olmuyor. Hayvanlar hastalanıp belirgin semptomlar göstermeye başladığında ise genellikle iyileşmeleri için çok geç kalınıyor.
Bilim insanları, hastalığın teşhisini zorlaştıran bir diğer etkenin, benzer belirtilere neden olabilen 'arter kurdu' gibi farklı parazitler olduğunu belirtiyor. Bu durum, teşhis koymaya çalışan uzmanların yanılabileceği anlamına geliyor. Geleneksel yöntemlerle yapılan mikroskobik incelemeler de yanıltıcı olabiliyor.
Yeni geliştirilen serolojik test, hayvanın kanındaki antikorları tespit ederek parazitin varlığını belirlemeye odaklanıyor. Bir moose veya geyiğin beyin kurdu ile enfekte olması durumunda vücudu bu parazitle mücadele etmek için antikor üretir. Geliştirilen test, bu özel antikorları kanda arayarak hastalığın erken teşhis edilmesine olanak tanıyor. Bu yenilikçi test, hayvanların hasta veya ölümden hemen sonra alınan kan örnekleri üzerinde uygulanabiliyor.
Şu anda ülke genelinden gelen moose, geyik ve hatta karibu örneklerini test etmek için kullanılan bu yöntem, parazitin yayılmasını izlemek ve kontrol altına almak için büyük önem taşıyor. Teşhisin erken konulması, hastalığın yeni bölgelere yayılmasını engellemek ve popülasyonları korumak için daha fazla zaman tanıyor. Hatta bu erken teşhis sayesinde, parazitin yayılmasını azaltmak için salyangoz ve sümüklüböcek popülasyonlarını kontrol etmek veya avlanma oranlarını artırmak gibi önleyici tedbirler alınabiliyor.
Bu teknoloji, gelecekte diğer bulaşıcı hastalıklar için de benzer testlerin geliştirilmesine ilham verebilir.