Teknoloji dünyası, küresel bellek çipi kıtlığı endişeleriyle çalkalanmaya devam ediyor. Samsung gibi devler üretim hatlarında önemli düzenlemeler yaparken, bazı firmalar tüketicileri fiyat artışları konusunda şimdiden uyarıyor. Bu durumdan en çok etkilenenlerden biri de Nintendo oldu. Elde edilen bilgilere göre, bellek çipi tedarikindeki zorluklar ve artan maliyetler nedeniyle Nintendo'nun piyasa değeri 14 milyar dolar civarında bir düşüş yaşadı.
Bu ayın başlarından itibaren hisse değerinde sürekli bir düşüş kaydeden Nintendo, hisse başına değeri Mayıs 2025'ten bu yana en düşük seviyesine indi. Yapılan analizlere göre, Nintendo Switch 2 konsollarında kullanılan 12 GB RAM çiplerinin maliyeti yüzde 41 oranında arttı. NAND depolama birimlerinin fiyatlarındaki yüzde 8'lik artış da tabloyu daha da ağırlaştırıyor. Bu maliyet artışları, Nintendo'nun yakında Switch 2 konsolunun fiyatını artırıp artırmayacağı sorusunu gündeme getiriyor.
Konsolun satış fiyatının yanı sıra ek depolama çözümlerinin maliyeti de oyunseverler için bir endişe kaynağı. Nintendo'nun, daha önce de SD kart fiyatlarındaki artışları tüketicilere yansıttığı biliniyor. Mevcut durumda, 256 GB kapasiteli SD kartların fiyatlarındaki yükseliş, oyunseverlerin ek maliyetlerle karşılaşmasına neden oluyor.
Nintendo Switch 2'nin dahili depolama alanı, önceki nesle göre artırılmış olsa da, dijital oyunların ve oyun içi güncellemelerin giderek daha fazla depolama alanı gerektirmesi, ek depolama kartı ihtiyacını kaçınılmaz kılıyor. Ayrıca, bellek çipi kıtlığı nedeniyle MicroSD Express kartların bulunabilirliğinin de azaldığı belirtiliyor.
Geçtiğimiz dönemde yapılan indirimli konsol paketlerinin, şirketin hisse değerindeki düşüşün nedenlerinden biri olarak gösterildiği de konuşuluyor. Switch 2, özellikle özel günlerdeki kampanyalarla iyi satış rakamları yakalamış olsa da, mevcut üretim ve maliyet koşullarında popülerliğini sürdürüp sürdüremeyeceği konusunda soru işaretleri bulunuyor.
Nintendo başkanı, konsol maliyetlerinin yakın gelecekte sabit kalacağına dair açıklamalarda bulunsa da, yılın ilerleyen dönemlerinde ve özellikle tatil sezonu sonrasında bu durumun değişebileceği öngörülüyor.
