Yeni bir araştırma, uçan sürüngenler olarak bilinen pterozorların, dinozorlar çağında sadece gökyüzünde değil, karada yürümekte de oldukça rahat olduklarını gösteren antik ayak izlerini inceledi.
Halk arasında "uçan dinozor" olarak da adlandırılan pterozorlar, dinozorların karalara hakim olduğu dönemde gökyüzünün hakimleriydi. Ancak yeni araştırmalar, Jura Dönemi'nin (yaklaşık 201 milyon ila 145 milyon yıl önce) ortalarında pterozorların çeşitlenerek dört ayak üzerinde (hem el hem ayaklarını kullanarak) daha etkili yürümek üzere evrimleştiğini ortaya koyuyor.
Fosilleşmiş ayak izleri, pterozorları doğal ortamlarında incelemek için eşsiz bir fırsat sunuyor. Bu izler, canlıların nerede yaşadığını, nasıl hareket ettiğini ve hatta davranışlarına dair ipuçları veriyor. Daha önce belirlenemeyen izlerin belirli pterozor gruplarıyla eşleştirilmesi, yaşamlarına yeni bir pencere açtı.
Pterozorlara veya soyu tükenmiş diğer hayvanlara ait izlerle ilgili en büyük zorluk, hangi türün veya grubun onları bıraktığını kesin olarak bilmenin güçlüğüdür. Fosilleşme nadirdir ve kemikler ile izler genellikle farklı koşullarda fosilleşir, bu nedenle sıklıkla bir arada bulunmazlar.
Yeni çalışma için araştırmacılar, pterozor izlerinin 3D modellerini oluşturdu ve bunları farklı pterozor iskeletleriyle karşılaştırdı. Bu sayede üç farklı pterozor iz tipi tanımlandı ve bunlar ctenochasmatoidler, dsungaripteridler ve neoazhdarchianlar olmak üzere üç bilinen grupla ilişkilendirildi. Neoazhdarchian grubu, şimdiye kadar yaşamış en büyük uçan hayvanlardan biri olan *Quetzalcoatlus northropi*'yi de içeriyordu.
Yapılan analiz, neoazhdarchianlara ait ayak izlerinin hem kıyı hem de iç bölgelerde bulunduğunu gösterdi. Bu durum, bu devasa hayvanın sık sık yerde olduğunu ve dinozorlarla aynı ortamlarda yaşadığını, yani karada önemli ölçüde zaman geçirdiğini ortaya koyuyor.