Ara

Avustralya’daki Gizemli Camlar Dev Bir Göktaşı Çarpışmasının İşareti Olabilir: Krater Henüz Bulunamadı

Avustralya'da bulunan ve yalnızca bu bölgeye özgü olan doğal camların, bilim insanlarına göre daha önce bilinmeyen devasa bir göktaşı çarpışmasının kanıtı olabileceği belirtiliyor. Yapılan yeni analizler, milyonlarca yıl önce meydana gelen ve Avustralya'nın güneyine doğru moloz yayan güçlü bir çarpışmaya işaret ediyor. Ancak araştırmacılar, çarpışmanın gerçekleştiği krateri henüz tespit edemedi.

Bir araştırmanın ortak yazarı, Curtin Üniversitesi'nde jeokimyager olarak görev yapan Fred Jourdan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bu camlar Avustralya'ya özgü ve daha önce hiç bilmediğimiz eski bir çarpışma olayını kaydetmiş durumda" ifadelerini kullandı.

Tektitler, meteorların Dünya'ya çarptığında erimiş yüzey kayaçlarının etrafa savrulmasıyla oluşan doğal camlardır. Çoğu tektit, Avustralya ve Güneydoğu Asya'ya yaklaşık 800.000 yıl önce moloz yayan beş ana çarpışma bölgesinden birinden gelmektedir. 1969 yılında yapılan bir araştırmada, bu Avustralya-Asya tektit alanındaki camlar incelenmişti. Camların çoğunun benzer bileşimlere sahip olduğu görülürken, bazılarının daha eski ve kimyasal olarak farklı olduğu ortaya çıkmıştı. 1999 yılında yapılan bir çalışma, bu sıra dışı tektitlerin birkaç milyon yaşında olduğunu ortaya koydu; ancak önceki tahminlerde önemli belirsizlikler bulunuyordu ve bu garip kayaçların farklı bir büyük çarpışmada oluşup oluşmadığı belirlenememişti.

Şimdi ise 29 Ağustos'ta Earth and Planetary Science Letters dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmada, bilim insanları Güney Avustralya Müzesi koleksiyonunda bulunan ve bölgeden toplanan binlerce tektitin yoğunluk ve manyetik özelliklerini ölçtü. Ardından, 417 adet sıra dışı numune Fransa'ya götürülerek daha detaylı incelendi. Bu incelemeler sonucunda, onlarca yıl önce incelenen anormal tektitlerle aynı kimyasal bileşime sahip altı tektit belirlendi.

Ekip, bu tektitlerin hem yaş hem de bileşim açısından bölgedeki diğer tektitlerden yeterince farklı olduğunu ve büyük olasılıkla Avustralya-Asya tektit alanını oluşturan çarpışmada oluşmadıklarını belirledi. Bunun yerine, yaklaşık 11 milyon yıl önce meydana gelen ve daha önce tanımlanmamış bir çarpışmadan gelmiş olabilecekleri öne sürüldü.

Jourdan, "Bu küçük cam parçaları, gezegenimizin derin tarihinden kalma küçük zaman kapsülleri gibidir" dedi. Ekip, bu eski çarpışmadan kaynaklanan tektitlere "ananguit" adını verdi. Araştırmada belirtildiği üzere, tektitlerin bazıları, kendilerini "insan" anlamına gelen Anangu olarak adlandıran Pitjantjatjara ve Yankunytjatjara halklarının yaşadığı bölgelere kadar ulaşmıştı.

Jourdan, "Keşfi daha da ilginç kılan şey, çarpışmanın devasa olmasına rağmen bilim insanlarının henüz krateri bulamamış olmasıdır" diye ekledi. Yakınlarda bu yaşa uygun bilinen bir krater bulunmamasına rağmen, ekip Filipinler, Endonezya ve Papua Yeni Gine gibi olası yerler önerdi. Özellikle Papua Yeni Gine gibi volkanik olarak aktif bölgelerde, çarpışma kraterinin bir volkanik özellik olarak yanlış anlaşılmış olabileceği veya zamanla gizlenmiş olabileceği düşünülüyor.

Bu bulgular, bilim insanlarına Dünya'nın ne sıklıkla aşırı çarpışmalara maruz kaldığına dair daha iyi bir fikir verebilir ve tektit üretecek kadar büyük çarpışmaların daha önce düşünülenden daha yaygın olabileceğini gösterebilir. Jourdan, "Büyük asteroitlerin Dünya'ya ne zaman ve ne sıklıkla çarptığını anlamak, gelecekteki çarpışma risklerini değerlendirmemize de yardımcı oluyor, bu da gezegensel savunma açısından önemlidir" dedi.

Önceki Haber
Hücreler Kuantum Sensörlere Dönüşüyor: Bilim Dünyasında Yeni Bir Dönüm Noktası
Sıradaki Haber
Genç Kadınlarda Kalp Krizlerinin Yarısı Tıkanık Damarlardan Kaynaklanmıyor: Yeni Araştırma Kadın Sağlığını Mercek Altına Aldı

Benzer Haberler: