İklim değişikliğinin etkilerini giderek daha fazla hissettiğimiz bu dönemde, bilim insanlarından endişe verici bir uyarı geldi. Atlantik Okyanusu'ndaki kritik bir akıntı sistemi olan ve küresel iklim üzerinde önemli bir rol oynayan AMOC'un (Atlantic Meridional Overturning Circulation), 2055 yılından itibaren çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtildi. Bu çöküşün, dünya genelinde ciddi iklimsel değişikliklere yol açabileceği öngörülüyor.
AMOC, Atlantik Okyanusu'nda dev bir konveyör bant gibi çalışarak Kuzey Yarımküre'ye ısı taşıyor ve ardından deniz tabanı boyunca güneye doğru ilerliyor. Son yapılan araştırmalar, önümüzdeki on yıllarda insan kaynaklı karbon emisyonlarının seyrine bağlı olarak AMOC'un kritik bir noktaya ulaşarak çökmeye başlayabileceğini gösteriyor. Bu durumun, özellikle belirli bölgeler için yıkıcı sonuçlar doğurabileceği ifade ediliyor.
Yapılan bir senaryo çalışmasında, 2050 yılına kadar karbon emisyonlarının iki katına çıkması halinde AMOC'un 2055'te çökmeye başlayabileceği öngörülüyor. Ancak daha olası görünen, emisyonların mevcut seviyelerde seyretmesi durumunda bile tablo pek iç açıcı değil. Araştırmacılara göre, küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 2.7 derece Celsius üzerinde tutma hedefiyle ilerlenen bir senaryoda bile AMOC'un 2063'te çökmeye başlayacağı düşünülüyor.
Bu alanda çalışmalar yürüten uzmanlar, AMOC'un çökme olasılığının daha önce düşünülenden çok daha yüksek olduğunu belirtiyor. Mevcut yüzyıl içinde AMOC'un çökme ihtimalinin yaklaşık yüzde 50-50 olduğu tahmin ediliyor.
Yeni modelleme çalışmasında, 25 farklı iklim modeli incelenerek AMOC'un devrilme noktasına ne zaman ulaşabileceğini gösteren bir gösterge tespit edildi. Bu yeni gösterge, yüzey sıcaklığı gibi dolaylı yöntemlere kıyasla okyanus akıntılarının dinamiklerini daha doğrudan yansıtıyor. Çalışmanın baş yazarı, bu yeni göstergenin iklim değişikliği koşullarında da AMOC'un gücünü tahmin etmek için kullanılabileceğini vurguluyor.
Önceki çalışmalar, Güney Afrika açıklarındaki tatlı su akışının AMOC'un stabilitesi için iyi bir işaret olduğunu göstermişti. Ancak bu gösterge, hızla değişen iklim koşullarında AMOC eğilimlerini belirlemek için yetersiz kalabiliyor. Bu nedenle, yeni bir gösterge geliştirme ihtiyacı doğmuş.
Yeni çalışmada, araştırmacılar Kuzey Atlantik'te okyanus tabanına çöken su kütlesini inceledi. Yüzeydeki suların Kuzey Atlantik'te soğuyup tuzluluk oranının artmasıyla yoğunlaşması ve dibe çökmesi, AMOC'u besleyen temel mekanizma olan derin su oluşumunu sağlıyor. Derin su oluşumundaki azalma, hem hava sıcaklıklarının artması hem de buzulların erimesiyle okyanus suyundaki tuzluluk oranının düşmesi nedeniyle zaten gözlemleniyor.
Bilim insanları, derin su oluşumunun bir bileşeni olan yüzey yüzerlik akışını (surface buoyancy flux) kullanarak AMOC'un gücünü tahmin etmenin bir kestirme yolunu buldu. Bu parametre, ısı ve tuzluluk değişikliklerini birleştirerek suyun yoğunluğunu ve dolayısıyla AMOC'un gücünü anlamaya yardımcı oluyor. Bu göstergenin, birçok iklim modelinde hesaplanabilmesi önemli bir avantaj.
2020 yılına kadar yüzey yüzerlik akışı sabit seyrederken, sonrasında artış göstermesi AMOC'un zayıflamaya başladığına işaret ediyor. Modeller, yüksek emisyonlu senaryoların daha erken bir çöküşe yol açabileceğini gösteriyor. Bu durum, fosil yakıt kullanımının azaltılmasının aciliyetini bir kez daha ortaya koyuyor. Uzmanlar, düşük emisyonlu bir senaryo izlenmesi halinde AMOC çöküşünün önlenebileceğini, ancak bunun için 2050 civarında net sıfır karbon emisyonuna ulaşılması gerektiğini belirtiyor.
AMOC'un 2060'larda çökmesi ihtimali oldukça endişe verici bulunsa da, kesin yıllar hakkında belirsizlikler bulunuyor. Ancak olası sonuçların küresel çapta etkileri olacağı düşünülüyor. Avrupa, özellikle Kuzeybatı Avrupa daha soğuk hava koşulları, yağış azlığı ve bunun tarımsal kayıplara yol açması gibi etkilerle daha sert vurulabilir. Bunun yanı sıra, deniz seviyesinde artışlar ve Atlantik kıyılarında daha fazla fırtına ve sel görülebilir. Asya ve Afrika'daki muson bölgeleri gibi Atlantik'e kıyısı olmayan yerler de etkilenebilir.
Avrupa Komiseri tarafından yapılan bir açıklamada, bu bulguların ciddi bir iklim uyandırma çağrısı olduğu belirtildi. Bilim insanları, AMOC çöküşünün hemen gerçekleşmeyeceğini, ancak tam etkilerinin ortaya çıkmasının 100 yıldan fazla sürebileceğini öngörüyor. Ancak bazı uzmanlar, bu sürecin daha hızlı yaşanabileceği ve AMOC'un bir ateş gibi, yakıtı azaldığında hemen sönmese de bir süre daha etkisini sürdürebileceği benzetmesiyle durumu açıklıyor.