Aşıların içeriğindeki maddeler zaman zaman tartışma konusu olabiliyor. Bu maddelerden biri de Thimerosal. Özellikle aşı karşıtı gruplarca sıklıkla gündeme getirilen Thimerosal'in güvenliği bilimsel olarak ne durumda? Bu konuya bilimsel veriler ışığında açıklık getiriyoruz.
Thimerosal, 1930'lardan beri bazı ilaç ürünlerinde kullanılan bir koruyucu maddedir. Mikropların üremesini engelleyerek kirlenmeyi önler. Vücutta etilcıva adı verilen bir organik türe dönüşür. Bebekler üzerinde yapılan çalışmalar, etilcıvanın kan dolaşımından hızla atıldığını göstermiştir.
Etilcıva, beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkileri olduğu bilinen metilcıva ile karıştırılmamalıdır. Metilcıva, genellikle balıklardan alınan çevresel maruziyetle ilişkilidir. Çevresel araştırmacılar, 1970'lerde çocuklarda cıvanın sinir sistemi üzerindeki toksik etkilerini belirlemiş ve 1990'larda ilgili kurumlar, özellikle çocuklar, hamile kadınlar ve doğurganlık çağındaki kadınlar için metilcıvaya maksimum maruziyet sınırları koymuştur.
Thimerosal'in aşılardaki güvenliği konusundaki endişeler iki ana nedene dayanır. Birincisi, 1998'de yayınlanan ve sonradan güvenilirliği kanıtlanamayan bir rapordur. Bu raporda, kızamık, kabakulak ve kızamıkçık (KKK) aşısı sonrası otizm geliştiği iddia edilen vakalardan bahsediliyordu. Ancak bu araştırma, kontrol grubu içermiyordu, verilerin manipüle edildiği sonradan ortaya çıktı ve en önemlisi, raporda adı geçen KKK aşısı hiçbir zaman Thimerosal içermemiştir.
İkinci neden ise, metilcıva için belirlenen güvenlik limitlerinin bu raporla yaklaşık aynı zamanda duyurulmasıdır. O dönemde otizm tanısı oranları da yükseliyordu. Rapora inanan bazı kişiler, metilcıva ile etilcıvayı karıştırdı ve aşılardaki Thimerosal'in otizm oranlarındaki artışın nedeni olduğu yönünde asılsız iddialar ortaya attı. Söz konusu rapor 2010'da geri çekildi ve raporu hazırlayanın etik kuralları ihlal ettiği ve sahtekarlık yaptığı tespit edildi. Sonraki bağımsız ve geniş çaplı bilimsel çalışmalar, KKK aşısı ile otizm arasında bir ilişki bulamamıştır. Ancak bu iddia, bilimsel kanıt olmamasına rağmen yaygınlaşmış ve etkisini sürdürmüştür.
Bugüne kadar yapılan hiçbir tarafsız araştırma, aşılardaki etilcıvanın toksisitesine veya otizm ya da diğer gelişimsel sorunlarla bir bağlantısına dair kanıt bulamamıştır. Örneğin, ilgili bir düzenleyici kuruluşun 1999'da yaptığı bir inceleme, Thimerosal'in nadir görülen alerjik reaksiyonlar dışında herhangi bir zararına dair kanıt bulamamıştır.
Yine de, bebeklerin cıvaya maruz kalma konusundaki endişelere karşı ihtiyati bir önlem olarak, 1999 yılında çocukluk aşılarının birçoğundan Thimerosal'in çıkarılması önerilmiştir. 2001 yılına gelindiğinde, birçok ülkenin çocukluk dönemi aşı takvimindeki aşılardan Thimerosal çıkarılmıştı. 2004 yılında yapılan kapsamlı bir bilimsel inceleme de Thimerosal içeren aşılar ile otizm arasında nedensel bir ilişki olmadığı sonucuna varmıştır. Daha sonra yapılan bağımsız çalışmalar da bu sonucu desteklemiştir.
Günümüzde birçok aşı tek dozluk formlarda sunulmaktadır. Thimerosal, genellikle sadece büyük ölçekli aşılama kampanyalarında kullanılan çok dozlu flakonlarda bulunur. Özellikle az sayıda grip aşısı formülasyonunda hala yer almaktadır. Modern çocukluk aşılarına eklenmemektedir. Grip aşısı olmak isteyen kişiler, tek dozluk formları talep ederek Thimerosal içermeyen aşıları tercih edebilirler. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Thimerosal içeren aşıların bebekler, çocuklar veya yetişkinler üzerinde herhangi bir toksisiteye yol açtığına dair bir kanıt olmadığını teyit etmeye devam etmektedir.
Özetle, Thimerosal aşılarda uzun yıllardır güvenli bir koruyucu olarak kullanılmıştır. Otizm veya diğer gelişimsel sorunlarla bir ilişkisi olduğuna dair bilimsel bir kanıt bulunmamaktadır. İhtiyati tedbir olarak çocukluk aşılarının çoğundan çıkarılmış olsa da, güvenliği bilimsel olarak desteklenmektedir.