Şu anda video oyunu dünyasının en popüler yapımlarından biri olan ARC Raiders, kısa sürede büyük ilgi gördü. Yalnızca Steam'de eş zamanlı olarak 300 binden fazla oyuncuya ulaşan oyun, geliştiricisi Embark Studios'un hafta sonunda 700 bini aşkın eş zamanlı oyuncu sayısını kutlamasına ve lansmanından bu yana 4 milyondan fazla kopya satmasına yol açtı.
Embark Studios, özellikle rekabetçi türlerde büyük etkiler yaratan, fiyatı olmayan ilk şahıs nişancı oyunu The Finals ve şimdi de üçüncü şahıs çıkarım nişancı oyunu ARC Raiders ile dikkat çekiyor. Küçük ve orta ölçekli bir stüdyonun, tarihsel olarak yalnızca devasa şirketlerin ayakta kalabildiği bir alanda böylesine bir etki yaratması sevindirici olsa da, oyunun etrafında dönen bir tartışma bulutu, özellikle bir incelemenin ardından çevrimiçi alanlarda yankılanmaya devam ediyor.
Yapılan bir incelemede ARC Raiders'a 5 üzerinden 2 yıldız verilmesi ve özellikle Embark Studios'un NPC'ler için üretken yapay zeka seslendirmeleri kullanması temel bir eleştiri olarak belirtildi. Aynı yazının The Finals için de inceleme yaparak 5 üzerinden 3 yıldız verdiğini ve yapay zeka seslendirme kullanımını eleştirdiğini de belirtmek gerekir.
Bu incelemenin ardından video oyunu endüstrisinde üretken yapay zeka kullanan oyunların nasıl ele alınması gerektiği, bu oyunların nasıl incelenmesi gerektiği ve bir incelemede nelerin yer alıp nelerin almaması gerektiği üzerine geniş çaplı bir sohbet başladı. Oyun geliştiricileri, oyuncular, YouTuber'lar ve hatta Epic Games'in CEO'su bu sohbete dahil olarak görüşlerini paylaştı.
Epic Games CEO'su, incelemeye yanıt olarak yaptığı bir paylaşımda, "Siyasi görüşler köşe yazılarına gitmeli millet." dedi. Bir incelemenin doğası gereği bir kişinin görüşü olduğunu ve Tim Sweeney'ye diğer kullanıcılar tarafından da belirtildiği gibi, Sweeney'nin vurguladığı nokta, yapay zeka konusundaki bir duruşun "siyasi" olduğu argümanıdır.
Bir kullanıcının, bir oyun incelemesi bağlamında yapay zekayı beğenmemek ve eleştirmenin politik olup olmadığı sorusuna Sweeney, "Evet. Bu teknoloji bazı alanlarda insan verimliliğini kat kat artırıyor ve bunun net bir iyi olup ödüllendirilmesi veya kötü olup karşı konulması gerektiği konusundaki görüşler spekülatif ve genellikle siyasi çizgiler boyunca dağılıyor." şeklinde yanıt verdi.
Sweeney devamında, "Yazar karamsar durumu belirttiği için, iyimser olanı buraya koyacağım. Oyun geliştiricileri, oyuncuları çekmek için en iyi oyunları inşa etmek için yarışıyor. Teknoloji verimliliği artırdığında, rekabet daha az insan istihdam etmek yerine daha iyi oyunlar inşa etmeye yol açar." ifadelerini kullandı.
Sweeney ayrıca, yapay zeka seslendirmelerini "oyun içi ses ve seslendirme sanatçıları için daha da büyük bir fırsat" olarak gördüğünü ve "önceden yazılmış sabit diyalog satırlarının her zaman süper sınırlayıcı olduğunu" belirtti. 80'lerde daha dinamik olarak bestelenmiş metin macera oyunları yazdıktan sonra 1991'de ZZT'de metin diyaloğu yazmanın acı verici olduğunu söyledi. Yapay zeka diyalog üretimi + insan kişilik ayarı ile oyunların tamamen dönüştürülebileceğini düşünüyor.
İnsanlar tarafından ayarlanan üretken yapay zeka seslerinin, oyuncular için nasıl "daha da büyük bir fırsat" yarattığını anlamak zor, çünkü bu üretim hatları doğası gereği daha az oyuncu kullanacak şekilde tasarlanacaktır, bu da daha az oyunculuk işi ve sonuçta daha az fırsat anlamına gelir. Ayrıca, herhangi bir yazar zaman zaman yazmanın acı verici bir egzersiz olabileceğini söylerken, işini iyi bilen herhangi bir yazar, bu acılarla uğraşmayı, başkasının, hatta daha da kötüsü, başka bir şeyin bunu yapmasına izin vermekten daha çok tercih eder. Yazmak, hayattaki hemen hemen her şey gibi, 'emek olmadan yemek olmaz' bir zanaattır.
Tüm bunları bir kenara bırakırsak, yapılan inceleme açıkça bir sinire dokunmuş ve özellikle tarihsel olarak insanlar tarafından yapılan işleri doğrudan değiştiren şekillerde oyunlarda üretken yapay zekanın kullanımı hakkında daha fazla konuşma başlatmıştır. Geçen ay, Starfinder: Afterlight geliştiricileri, "yaratıcı bir çaba için yapay zeka kullanmanın bir anlamı yok" demişti.