Günümüzde insanların büyük çoğunluğu bir şekilde sosyal medya kullanıyor. Ancak bazı kişilerde 'Sorunlu Sosyal Medya Kullanımı' (SSMK) olarak bilinen durum gelişebiliyor. Bu durum henüz klinik bir bağımlılık olarak sınıflandırılmasa da, bağımlılık ve bazı davranışsal bozukluklarla benzer belirtiler gösteriyor. Örneğin, olumsuz sonuçlara rağmen davranışı sürdürme veya erişilemediğinde yoksunluk hissetme gibi.
Yeni yayımlanan bir araştırmaya göre, SSMK belirtileri gösteren bir kişinin, çevrimiçi ortamdaki sahte haberlere inanma ve bunları paylaşma olasılığı da daha yüksek. Bu durum, internetteki bilgi kirliliğinin hızla yayılmasına önemli bir katkı sağlıyor.
Bir üniversiteden araştırmacılar, SSMK'nın temelinde yatan dürtüsellik ve risk alma eğilimlerinin, sahte haberlere olan yatkınlıkla ilişkili olabileceğini düşündü. Sorunlu sosyal medya kullanıcılarının risk değerlendirme süreçlerinin farklı olabileceği hipotezini ortaya attılar.
Çalışmada, 189 üniversite öğrencisi, sosyal medya kullanım alışkanlıkları ve sahte haberlere ne kadar eğilimli olduklarını belirlemeye yönelik bir anket doldurdu. Araştırmacılar, öğrencilerin sahte haberlerle ilgili gönderilere tıklama, beğenme, paylaşma veya yorum yapma gibi eylemlerini inceleyerek sahte habere inanma ve yayma potansiyellerini ölçtü.
Yapılan analizler sonucunda, sorunlu sosyal medya kullanımı ile sahte haberlere inanma ve bunları yayma eğilimi arasında güçlü bir bağlantı olduğu tespit edildi. Bu bulgu, internet üzerindeki bilgi kirliliğiyle mücadelede, bireylerin sosyal medya kullanım alışkanlıklarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini gösteriyor.